Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BİR ilçenin sokaklarında çer çöp ile çukur mukur yoksa ve de belediye binasından içeri girenler çile çekmeden işini görüyorsa...
Gerisi belediye başkanının yeteneğine, bilgisine, yaratıcılığına ve cesaretine kalır.
Gücü ve yetkisi sınırlı ilçe belediye başkanlarının mucizeler yaratma şansı yok elbet.
Ne var ki, ilçelerine bir kimlik ve kişilik kazandıracak, farklılıklarını ortaya koyacak işler yapmalarının önünde bir engel de yok.
Nitekim İzmir’in iki ilçesindeki gelişmeler hemen dikkat çekiyor.
Biri Seferihisar.
Başkan Tunç Soyer ilçesini “yavaş şehir” vizyonunda geliştirmeyi kendine misyon seçti ve kısa zamanda epey yol aldı.
Diğeri Konak.
Başkan Hakan Tartan, ilçesinin farklılığını “kültür, sanat, turizm” ekseninde ortaya koymak için önemli adımlar attı.
Neydi onlar?
* * *
Kavaflar Çarşısı ile Çakaloğlu Han’ın restore edilmesi... Altınpark’ı, Arkeopark’a dönüştürme hamlesi... Turizme yönelik çabaların örgütlenmesi... Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi... (Ki butik müze sayısı hızla artıyor.) Müjdat Gezen Sanat Merkezi...
Ve şurası kesin.
Hakan Tartan, Türkiye’nin tanıdığı kültür ve sanat insanlarının İzmir’le olan bağlarını güçlendirmek ve hatta onlara “Önce İzmir” dedirtmek için, özel bir çaba harcıyor.
Bütün bunlar güzel ve akıllıca işler.
* * *

İzmir’in diğer ilçeleri de, kendilerine birer hedef, birer vizyon, birer tema seçmeliler.
Örneğin Tire diyebilir ki:
“Türkiye’de en lezzetli kebap Tire’de yenir.”
Örneğin Menemen, bütün cadde ve sokaklarıyla “basit bir çömlekten, görkemli heykellere kadar” çamurdan yaratılan ürün ve eserlerin “sergi ve satış alanı” haline gelebilir.
Örneğin Bayındır’ı, “Türkiye’nin çiçek bahçesi” haline getirmek için çok şey yapılabilir.
İnanç ve iddia ile söylüyorum.
İzmir’in her ilçesi ve köşesi birer cazibe merkezine dönüşebilir.


Her şey sağlık için!
ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurumu son raporunda, litre başına alınan verginin, benzinde pompa satış fiyatının yüzde 67’sine, motorin türlerinde ise yüzde 58’ine ulaştığını açıkladı.
Diğer yanda perakende satış fiyatı 7 TL olan sigaradan 5.48 TL’nin, yani yüzde 78’inin vergi olarak kesildiğini zaten biliyorduk.
Amansız bir sigara düşmanı olan Başbakan, sigara fiyatındaki yüksek vergiyi, zaman zaman “halkın sağlığını korumak” gibi, insanları salak yerine koyan bir gerekçeyle savunabiliyor.
Oysa aynı gerekçe, akaryakıttaki vergi için çok daha fazla geçerli!
Başbakan dese ki:
“Efendim, trafik kazalarında her yıl binlerce vatandaşımızı kurban veriyoruz. Akaryakıt ne kadar pahalı olursa, trafiğe o kadar az araç çıkar ve can kaybımız da aynı oranda azalır.”
Kim, ne diyebilir ki?
Daha da ileri gidilebilir hatta.
Yüksek kolesterolün sigaradan da, trafik kazalarından da tehlikeli olduğu söyleniyor meselâ.
Kolesterolü yükselten gıda maddeleri neler?
Başta kelle, ciğer, böbrek, yumurtalık (billur adıyla da bilinir), dalak, işkembe.
Koyarsın kelle başına yüzde bin 500 vergiyi...
Ancak altı okka billuru olan alabilir bir kilo işkembeyi!


Tek karelik evrim

İzmir ilçeleriyle güzel