Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ankara’daki müzakerelerde, ABD’ nin şikayeti Türk heyetinin "kılı kırk yarması".
ABD heyeti, Türk tarafının bu kuşkuculuğunu "stratejik ortaklık" anlayışına uygun görmüyor.
Oysa Türk hükümeti ve görüşmeci heyet, yürütülen müzakerelerin Türkiye açısından belki Lozan kadar önemli olduğu görüşünde. Bu müzakereleri Türkiye’nin güvenliğini ve geleceğini etkileyecek önemde görüyor.
Bu nedenle ABD’nin, Türkiye’nin kılı kırk yarmasından şikayetçi olmasını haksız bulduğu gibi, aksine, ABD tarafının stratejik ortaklıkla bağdaşmayan bir tutum içinde olduğunu düşünüyor. Türk tarafının makul taleplerini bile geçiştirmeye çalışan ABD heyetinin müzakere anlayışının yanı sıra, Kuzey Irak’taki faaliyetleri Ankara’nın kuşkularını artırıyor.
Kağıt üzerinde orta yolcu ifadelerle bir çözüm bulunsa bile, Ankara, ABD’nin Kuzey Irak ve buradaki grupların geleceğiyle ilgili olarak "elini göstermek istemediği" kanısı Türk tarafında hakim.
Örneklemek gerekirse...
Türk tarafının gözlemlerine göre ABD, görüşmelerin ekonomik boyutunu öne çıkarıp, siyasi ve askeri boyutlarını geçiştirme eğilimi taşıyor. Türkiye’yi, operasyon için "para pazarlığı"na indirgemiş gibi gösterme çabası içinde. Oysa, parasal konularda, olayın niteliği ve büyüklüğüyle bağdaşmayan küçük pazarlıklar yapan ABD. Türkiye’yi para peşinde gibi göstermeye çalışırken, "10 bin dolarlık yaka kartlarının parasını siz verin" diyerek, işi koyun pazarlığına döken de, "Bize Türk ordusuna sattığınızdan daha ucuza akaryakıt satın" diyerek, Türkiye’yi maliyetinin altında akaryakıt vermeye zorlayan da ABD tarafı...
Oysa, Türkiye’nin asıl duyarlılığı, siyasi alanda. Irak’ın yeniden yapılanması ve ABD’nin Kuzey Irak’ta ne yapmak istediği sorularına, Ankara net yanıt alabilmiş değil. Bu konuda ABD heyetinin gösterdiği direnç, stratejik ortağı Türkiye’nin kaygılarını paylaşmaktan çok Kuzey Irak’ta grupları kanatları altına alma isteğini gösteriyor. Bu tutum da Türk tarafının ileriye dönük kuşkularını artırıyor.
ABD tarafının, ABD’li özel kuvvetlerin Kuzey Irak’taki faaliyetlerini ayrı yürütmek istemeleri, Türk özel kuvvetleriyle beraber çalışmaktan kaçınmaları da bu kuşkuları besleyen talepler olarak görülüyor.
Ankara, KDP lideri Barzani ve sözcülerinin Türkiye ve Türk askerine karşı söylemlerini ve Türkmenlere karşı baskılarını sertleştirmelerinin nedeni olarak ABD’nin müzakerelerde gösterdiği tutumu görüyor. Barzani’nin, ABD’nin Ankara’da gösterdiği direnç ve bu grupları koruyup kollayan müzakere biçimine güvenerek, sesini yükselttiği kanısında.
Bu nedenlerle de, Gül hükümeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri, olaya sadece ABD ile işbirliği ve stratejik ortaklık penceresinden bakmıyorlar. Türkiye’nin güvenliği ve ulusal çıkarları penceresinden bakmayı esas alıyorlar. ABD ile işbirliğinin gerekleri dışında, Türkiye’nin ulusal çıkarlarının gereklerine göre de önlemler alıyorlar.
ABD’nin Kuzey Irak’ta öngörülmeyen hareketlere yönelmesi halinde Ankara bağımsız hareket etme seçeneğini saklı tutuyor.