Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Süleymaniye skandalını aşmaya çalışan Türk - ABD ortak heyeti, çalışmalarını son aşamaya getirdi.
     Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Köksal Karabay ile ABD'li general John Sylvester'ın başkanlık ettiği heyetler, dün gün boyu süren çalışmaların sonucunda ortak bir metin oluşturdular. Metnin açıklanması, Ankara ve Washington'un siyasi onaylarına kaldı. Bu ortak gayret, Süleymaniye krizinin aşılmasında ilk adım olarak görülüyor.
     Türk heyeti, Korg. Sylvester'ın yaklaşımından ve Kuzay Irak dönüşü yaptığı değerlendirmelerden tatmin olmuş durumda.
     Türk tarafını yumuşatan en önemli neden ise, Korg. Sylvester'ın Kuzey Irak dönüşü ABD askerlerinin izlediği yöntemin yanlış olduğunu söylemesi. Türk subaylarının karargahının basılması, başlarına çuval geçirilmesi, ellerinin bağlanmasının bir hata olduğunu kabul eden Korg. Sylvester'ın, bunu Türk heyetine açıkça söylemesi, en önemli yumuşatıcı etken olarak görünüyor.
     Olayın başlangıcından dün yapılan uzun görüşmeye kadar, Türk tarafının ABD'li heyetin önüne koyduğu üç önemli talep vardı:
     1 Türk askerlerinin hemen serbest bırakılması
     2 ABD askerlerinin yaptığı operasyonun nedeninin izah edilmesi
     3 Bu operasyonu yapan ABD askerleri hakkında soruşturma açılması ve gereğinin yerine getirilmesi.
     Birinci aşama zaten geçilmişti.
     Dünkü görüşmeler sonucunda anlıyoruz ki ABD, Süleymaniye baskınını yapan askerleri hakkında soruşturma başlatıyor. Soruşturma sonucunun gereğinin de yerine getirilmesi konusunda, Türk tarafına güvence verilmiş durumda. Bu operasyonu kimin hangi gerekçeyle yaptığı, ABD tarafından soruşturulacak ve sorumlu bulunanlar hakkında Türk tarafının talep ettiği gibi işlem yapılacak.
     Türk heyetini tatmin eden bir diğer gelişmede bu.
     Operasyonun nedeni olarak başlangıçta öne sürülen, Türk özel timinin Kerkük'te bazı suikast girişimleri içerisinde olduğu savının ise doğru olmadığı da, yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıkarılmış durumda. Bu sava yönelik ortaya konulan delillerin geçerli olmadığı da bir diğer ortak sonuç. ABD tarafı bu savı, dün itibarıyla artık masada tutmuyor.
     
     ABD Süleymaniye baskını nedeniyle özür dileyecek mi?
     Üst düzey kaynaklar, ABD'den kamuoyuna açık bir şekilde özür dilemesini beklemenin gerçekçi olmadığını vurguluyorlar. Kapalı kapılar ardında bu yapılsa bile, kamuoyuna açıklanması veya resmi açıklamada yer almasının beklenmemesi gerektiği belirtiliyor. Buna karşılık, hareketin yanlışlığına dikkat çeken diplomatik ifadelerle, kamuoyunun aynı tatmini duymasının sağlanabileceği belirtiliyor. Diplomaside buna "Yapıcı belirsizlik" adı verildiğini kaydeden gözlemcilere göre, "açıkça özür" ifadesi yer almamakla birlikte, sonucu belirsiz bırakan, ama yapıcı bir nitelik taşıyan diplomatik ifadelerle buna yakın bir sonuç ortaya konulacak.
     
     Süleymaniye krizinin hemen arkasından ABD'nin havayı yumuşatma niyeti taşıdığına ilişkin göstergeler de şöyle sıralanıyor:
     Olayın hemen arkasından NATO Müttefik Kuvvetler Komutanı James Jones'un Ankara'yı ziyaret etmesi, ortak komisyon için operasyonu yapan birliklerin bağlı olduğu ABD Mekez Komutanlığı'ndan bir general yerine, daha tarafsız konumdaki Avrupa Kuvvetler Komutanlığı'ndan Korg. Sylvester'ın görevlendirilmesi; Korg. Sylvester'ın, Kuzey Irak'ta Türk askeri birimini ziyaret etmesi ve operasyona maruz kalan Türk binbaşıyı öven bir konuşma yapması...
     Bu adımların atılmasıyla Ankara, görüşmeler yoluyla ve ortak bir metin yoluyla sorunun aşılmasına daha sıcak baktı.
     Siyasi onay bekleyen ortak metin, ABD'nin izlediği yöntemin yanlışlığının yanı sıra, bundan sonra benzeri sorunlar yaşanmaması için Türkiye ile ABD arasında ortak çalışma mekanizmasının güçlendirilmesi için ifadeler taşıyacak.
     Ortak metin elbette herkesi ve herkesimi tatmin etmeyebilir. Ama Türkiye ile ABD arasında ilk kez karşılaşılan ve çok ağır sonuçlar doğurabilecek bir sorun, ortak bir gayretle aşılmış olacak.
     Ankara'nın daha önce karşılaştığı benzeri sorunlarla bir arada düşünüldüğünde, ilişkilerin bundan sonraki seyride çok önem taşıyor. Bizzat Genelkurmay Başkanı Org. Özkök tarafından derin bir güven bunalımı yaşandığının ifade edilmesi, üzerinde durulması gereken bir aşama. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve Türk ulusunun onurunu rencide edecek bir gelişmeye daha meydan verilirse, bunun bardağı taşıracak son damla olacağı anlaşılıyor.