Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yönetimi Iraklılara devredeceğini açıkladığı 30 Haziran 2004 tarihi yaklaştıkça Irakta direnişin gücü ve yaygınlığı da artmaya başladı.Bu süre içinde belki en kritik ölçü olarak görünen, "Irak halkının desteğini alma, güvenini kazanma" konusunda bir ilerleme sağlayamamış olması, belirleyici önemde...İşgalin başında Irak halkının Saddam yönetimine olan karşıtlığıyla ABD askerlerine gösterdiği sempatiden bugün eser yok. Aksine, halkı kazanma konusunda direnişçilerin başarılı olduğu gözleniyor.Bugün Irakta kesimlerin konumuna baktığımızda ortaya şu tablo çıkıyor:İşgal sırasında ABD ile işbirliği yapan Kuzey Iraktaki Kürtler, bu desteklerini sürdürüyorlar, ancak, başlayan direnişten kendi gelecekleri için de ürkmeye başladıkları gözleniyor.Başından beri ABD askerlerine direniş gösteren Sünni Araplar, Fellucede görüldüğü gibi eylemlerini, ABD askerlerine dönük saldırılarını yoğunlaştırdılar, şehir gerillası yöntemleriyle bir yandan ABD askerlerine kayıp verdirirken bir yandan işbirlikçilerin gözünü korkutmayı, bir yandan da halk desteği sağlamayı amaçlıyorlar. Bu yolda zemin tuttukları açık.Uzun süre direniş göstermeyen ve gelişmeleri izlemeyi yeğleyen Iraktaki çoğunluğu oluşturan Şiilerin bir kanadı da silahlı direniş ve eylemlere başladı. Sadr liderliğindeki Şiiler de Sünni Araplar gibi ABD askerlerine karşı silahlı eylemlere geçtiler. Sistani liderliğindeki Şiiler henüz silahlı eyleme geçmemekle birlikte, ABDyi zorlayan gösteriler yapıp, mesajlar veriyorlar.Uzmanlar ortaya çıkan kaosun Irakta bir iç savaşa dönüşme riskinin yüksek olduğuna işaret ediyorlar. ABDnin 120 bin askerle 24 milyonluk ülkeyi kontrol altına almasının mümkün olmadığını vurguluyorlar. Dr. Nihat Ali Özcanın, Uluslararası İlişkiler Dergisinin Bahar 2004 sayısında yer alan "İşgal Sonrası Irakta Olanlar Sıradan Bir Güvenlik Sorunu mu?" başlıklı incelemesi bu konuda önemli bilgi ve öngörüler içeriyor.ABDnin Irak işgal kararı ve sonrasındaki politikalarının yanlışlığı eski ABD yöneticileri tarafından da dile getirilmeye başladı.ABDnin Irak çıkmazından kurtulması kolay görünmüyor. İşgal öncesi BMyi elinin tersiyle bir tarafa iten ABDde de Irakta karşılaştığı direniş ve iç savaş riski karşısında, BM ve NATOya yönelme eğilimi gözleniyor.ABDnin "Irak mimarlığı" kağıt üstünde göründüğü gibi başarılı değil.Iraklı direnişçilerin, "asimetrik savaş" olarak da nitelenen gerilla yöntemlerine dayalı eylemlerinin ABDyi daha da zora sokacağı bizzat ABDnin sivil yöneticisi Bremer tarafında da ifade edilmeye başladı.ABDnin, haziranda yönetimi kime, kimlere ve nasıl devredeceği sorusunun yanıtı açık değil.Tabii, NATOya yönelmesi halinde Türkiyenin nasıl tavır alacağı sorusu da yavaş yavaş gündeme girecektir...ABD, Iraka kolay girmiştir ama nasıl çıkacağı belli değildir.Belli olan bir şey var ki, o da, girerken olduğu gibi çıkarken de Türkiyeyi etkileyecektir... fbila@milliyet.com.tr ABD, Irakta bir çıkmazın içinde. Savaşın bittiğini ilan ettiği 1 Mayıs 2003ten bu yana geçen zaman içinde Irakta yeni bir düzen kuramadığı gibi, başta güvenlik olmak üzere birçok alanda köşeye sıkışmış görünüyor.