Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gül'le, dün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le yaptığı görüşme sonrasında konuşma olanağı bulduk.Gül, hükümete yöneltilen Genelkurmay'ı Yunanistan karşısında yalnız bıraktı eleştirilerini yanıtlarken şöyle dedi: Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Yunanistan'ın Ege'de ihlal iddiaları karşısında Genelkurmay'ı yanız bıraktıkları yolundaki eleştirileri haksız ve dayanaksız olarak niteliyor. AYRI GAYRIMIZ YOK "Biz Genelkurmay'dan böyle bir serzeniş almadık. Arkadaşlarım da bana böyle bir eleştiri olduğunu söylemediler. Sadece bazı gazeteciler sordular. Bunlar gazete yorumları. Biz ayrıyız, Genelkurmay ayrı diye bir şey yok. Bizim ayrı gayrımız yok. Yunanistan'ın ihlal iddialarına hükümet yanıt verdi. Ben Papandreu ile konuştum. Her zaman konuşuyoruz. Genelkurmay'ı yalnız bırakma gibi bir durum söz konusu olmadı, zaten olamaz da. Hükümet düzeyinde gereken her şey yapıldı. Onların iddiaları, tezleri var, bizim de iddialarımız, tezlerimiz var. Şimdi heyetler bir araya gelip konuşacaklar. Bu şekilde her sorunu aşabiliriz. Ege'deki hava trafiğinin kontrolü 1954'te Türkiye'ye önerilmiş ama biz pahalı diye kabul etmemişiz. Ondan sonra Atina'ya verilmiş. Bu tür sorunları görüşmeler yoluyla çözeriz." YUNANİSTAN'LA ORTAK ÇALIŞMA "Ege Denizi'nde ortak çalışma yapmak için görüşmeler yürütüyoruz. Petrol aramak dahil Ege'nin doğal kaynaklarına dönük müşterek aramalar, çalışmalar yapabiliriz. Şu anda petrol bulundu diye bir şey yok ama o amaçla çalışmalar gündeme gelebilir. Bizim yaklaşımımız bu. Dostluğu ve müşterek faydayı esas alan bir yaklaşım. Yoksa Ege'de sorunları ve ilişkileri tırmandırmanın iki tarafa da bir faydası olmaz." Gül, Türkiye'nin Ege Denizi'ni bir barış denizi olarak görmek istediğini vurgulayarak, bu amaçla Atina'yla ortak çalışmalar yapacaklarını kaydetti ve şöyle devam etti: KÜRTÇE YAYIN "Biz, bu yayınların özel televizyonlardan yapılmasının daha uygun olacağını düşünüyoruz. 6. Uyum Paketi'nde bu husus hem kamuya, hem de özel sektöre olanak sağlıyor. Ama TRT'den yapılmasının sakıncaları var. Bir kere birçok dil ve lehçede başvurular yapılarak aynı talep edilebilir. Bunların hepsini karşılamak zor olur. Ayrıca TRT'nin bu yayını yapması zımnen Türkçeden başka ikinci bir resmi dil varmış gibi anlaşılabilir. Bu da sakıncalı olur. Oysa özel televizyonlar bu işi arz - talep koşullarına göre yaparlar. Tabii, belli kuralları olur. O kurallara uymaları şartıyla. Bunun denetimi de yapılır. Keza Türkçe öğretilmesine de katkısı olur. Diğer dil ve lehçelerde yayın yapıldığında mutlaka Türkçe altyazı da bulunur. Bunun kuralları belirlenir. Bu nedenlerle ben yayının özel televizyonlarca yapılmasının daha doğru olacağı kanısındayım." Gül, Kürtçe dahil anadilde yayının TRT'den mi, özel televizyonlardan mı yapılacağına ilişkin tartışmaları da şöyle değerlendirdi: SEZER'LE GÖRÜŞME "Sayın Cumhurbaşkanı'na zaman zaman dış politikadaki çalışmalarımızla ilgili bilgi arz ediyorum. Yine o amaçla gittim. Tahran toplantısından Madrid'de NATO toplantısına, Yunanistan'la ilişkilerden Avrupa Birliği sürecine, Kıbrıs'tan 6. Uyum Paketi'ne ve bu yönde neler yapmak istediğimize kadar geniş bir yelpazede bilgi sundum. Görüşmede özel bir amaç ve anlam aramak yanlış olur." Gül, Cumhurbaşkanı Sezer'le görüşmesine özel bir anlam verilmesinin de yanlış olacağını belirterek, şu bilgiyi verdi: AB PAKETİ TOPTAN GELECEK "Uzman arkadaşlarımız Ulusal Program çerçevesinde neler yapmamız gerektiğini, neler yapabileceğimizi inceleyecekler ve hepsini toplu olarak hükümetin gündemine getirecekler. Ben de kendilerinden konuları parça parça getirmemelerini rica ettim. Hepsini bir arada görüp değerlendirmek daha doğru ve yararlı olur, diye düşünüyorum." fbila@milliyet.com.tr Gül, 6. Uyum Paketi'nden sonra hazırlanacak çalışmaların toplu olarak hükümetin önüne geleceğini de kaydetti ve şöyle dedi: