Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye hakkında verilecek karar, Avrupa Birliğinin objektif mi yoksa subjektif ölçüler mi kullandığını ortaya koyacaktır. Bu aynı zamanda ABnin iyi niyet sınavı anlamına da gelecektir.Türkiyeye bugüne kadar söylenen, AB ile müzakerelerin başlamasının Kopenhag kriterlerini yerine getirmesine bağlı olduğudur. Bu kriterlerin objektif olduğu ve aday ülkelerin tümü için geçerliliğini koruduğudur.Bu kriterlerin yerine getirilip getirilmediğini ise teknik bir çalışmayla AB Komisyonunun saptayacağı belirtilmiştir.Bugünkü duruma baktığımızda:Avrupa Birliği Komisyonu, son raporunda Türkiyenin Kopenhag kriterlerini yerine getirdiğini tespit ve ilan etmiştir. Böylece Türkiyenin üzerine düşeni yaptığı AB Komisyonu tarafından kabul edilmiş olmaktadır. Siyasi karar vericilerin ise, Komisyon raporunu esas alacakları açıklandığına göre, ABnin 17 Aralıkta Türkiyeye, koşulsuz bir müzakere tarihi vermesi gerekmektedir.Bu, Türkiye açısından bir hak, AB açısından ise bir yükümlülük niteliği kazanmıştır. Aksi bir durum ABnin kendi ölçülerine, değerlerine ve hukukuna aykırı davranması anlamı taşıyacaktır.Bugüne kadarki süreçte ABnin Türkiyeye karşı haksız bir tutum içinde olduğu da unutulmamalıdır. Kopenhag kriterleri içinde olmamasına karşın Kıbrıs konusu bir özel koşul olarak Türkiyenin önüne getirilmiştir. Türkiye ve Kıbrıs Türkü bu koşulları da yerine getirmiş olmasına karşın, AB verdiği sözleri tutmamıştır. Sonuç, ABnin taleplerine aykırı karar veren Kıbrıs Rumları lehine olmuş ve Türk tarafının iyi niyeti adeta cezalandırılmıştır.Türkiyenin Kopenhag kriterlerini yerine getirdiği, özel koşullara da uyduğu gerçeği karşısında hala 17 Aralıka kadar Türkiyeden yeni ödünler almaya yönelik politikalar sırıtmaktadır. Artık, Türkiyeye müzakere konusunda koşulsuz net bir tarih verilmeden, Ankaradan yeni ödünler beklemek büyük haksızlık olur. Özellikle Kıbrıs Rum Yönetiminin bu yöndeki baskıları AB tarafından destek görmemelidir.Elbette, Türkiye açısından çözülmesi gereken sorunlar vardır. Ancak bu sorunların niteliği ABnin tarih vermesine engel değildir. Bazı sorunların da müzakere süreci içinde çözüleceği kabul edilmelidir. Bugün AB üyesi olan bazı ülkelerin Kopenhag kriterleri kapsamındaki sorunlarını bile müzakere başladıktan sonra ele aldıkları, hatta üye olmalarına karşın bazı sorunları çözüme kavuşturamadıkları da bilinen bir gerçektir.17 Aralık artık AB için bir sınavdır. fbila@milliyet.com.tr Avrupa Birliğinin, 17 Aralıkta yapacağı zirve, Türkiyeden çok Avrupa için bir sınav niteliği taşıyacaktır.