Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     ABD ve İngiltere savaşı kazanmış görünüyorlar.
     Bu beklenen bir sonuçtu.
     Savaşın asıl zorluklarının bundan sonra yaşanacağı paylaşılan bir beklenti.
     Barışı sağlamak ve korumak belki savaştan zor olacak.
     Kuşku yok ki, Irak’ın ve petrolünün paylaşım savaşı da alttan alta sürecek.
     Şimdiden, ABD ve İngiltere, "kanı biz döktük, bizim dediğimiz olur" havasındalar.
     Sorun sadece Saddam yönetimini devirmek ve iddia ettikleri gibi Irak’a demokrasi getirmekse ABD ve İngiltere’nin hemen savaşın yaralarını sarmaya, yaralı, aç susuz insanlara yardım etmeye başlamaları; petrolün de, Irak’ın geleceğine ilişkin kararları da Irak halkına bırakmaları gerekir.
     Tabii, bu çok iyi niyetli bir beklenti.
     Birkaç gün içinde ABD ve İngiltere’nin niyetleri açık biçimde ortaya çıkar.
     Ankara’nın beklentilerine gelince...
     Daha önce de belirttiğimiz gibi Ankara’nın Irak sorununa bakışındaki öncelik Bağdat değil, Kuzey Irak’tı. Bu değişmiş değil. Ankara’nın gözü kulağı yine Kuzey Irak’ta peşmergelerin hareketlerinde, Musul ve Kerkük’te...
     Peşmergelerin Musul’a doğru ilerledikleri görülüyor. ABD askerleriyle birlikte hareket ediyorlar.
     Ankara’nın duyarlılık alanlarından biri bu. Musul ve Kerkük, Kuzey Irak’taki Kürt grupların denetimine geçecek mi, geçmeyecek mi? Musul ve Kerkük’e silahlı veya silahsız biçimde Kürt gruplar hakim olacak mı, olmayacak mı?
     Ankara bunu görmeye çalışıyor...
     "Kırmızı çizgi" olarak ilan ettiği konulardan biri Musul, Kerkük ve Türkmenlerin güvenliği...
     Türkiye, bu güvenliği ABD’ye ihale etmiş durumda. Son olarak ABD Dışişleri Bakanı Powell’dan da sözlü güvence alındı. Bir kağıda dökülmemiş olmakla birlikte ABD’nin Ankara’ya verdiği söz, Kürt grupların Musul ve Kerkük’e girmeyecekleri ve bu kentlere hakim olmayacakları. ABD askeri güçleri bu tür girişimleri önleyecek, Ankara’nın duyarlılığını ve kırmızı çizgilerini koruyacak. Ankara bir anlamda bu işi ABD’ye emanet etmiş durumda.
     Ankara, ABD’nin sözüne güveniyor. Kürt grupların Musul yakınlarına gelmiş olmalarına karşın bu kentlere girmelerine ve hakim olmalarına ABD’nin engel olacağı beklentisi içinde...
     Peki gelişmeler Ankara’nın beklentisine uygun olmazsa?
     Ankara’da diplomatik çevreler bu sorumuzu şöyle yanıtlıyor:
     "Bu halde ne yapacağımızı biz ABD’ye söyledik. Bu konudaki kararlılığımızı biliyorlar."
     Birkaç gün içinde Musul ve Kerkük’ün durumu belli olur.
     ABD’nin sözünde durup durmayacağı da...
     Ankara, ABD’nin sözünde duracağı kanaatinde.
     Aksini düşünmek bile istemiyor.