Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında ilgili bakanlar ve komutanların katıldığı "Lübnan Zirvesi"nden çıkan karara bakılarak Ankara'nın, "ihtiyatlı-temkinli" bir tutum içinde olduğu söylenebilir.Lübnan'a gidecek barış gücüne Türkiye de asker verecek mi?Yanıtı en çok merak edilen soru buydu.Her ne kadar Lübnan, barış gücüne takviye kuvvet gönderecek ülkeler arasında Türkiye'yi de sayan bir açıklama yapmış olsa da, Ankara henüz bu aşamada değil.Lübnan zirvesinden çıkan kararı, "Ankara beklemede" biçiminde okumak doğru bir değerlendirme olur. Birleşmiş Milletler'in (BM) Lübnan'da çatışmaların durdurulması yönündeki kararı dün Ankara'da masaya yatırıldı. BM kararı karşısında Ankara'yı bekleme pozisyonuna iten nedenler nelerdi?Bu soruyu zirveye katılan Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e yönelttiğimde, üç önemli neden saydı :"1- BM kararında çatışmaların durdurulması ifadesi var, ama henüz "ateşkes" ifadesi yok. Burada bir belirsizlik var.2- Aktör ülkelerin pozisyonu ve yaklaşımları net değil. Burada da bir belirsizlik var.3- BM hangi işlevle, nasıl, ne kadar, nereye barış gücü isteyecek, bu da belli değil."Çiçek, zirvede yapılan değerlendirmede bu belirsizliklerin giderilmesi gerektiği sonucuna varıldığını vurguluyor. Dolayısıyla Ankara "bekleyelim-görelim" kararı almış durumda.Zirve sonrasında yapılan açıklama ve Çiçek'in sözleri dikkate alındığında, Ankara'nın BM kararını memnuniyetle karşılamakla birlikte yetersiz bulduğunu gösteriyor. Ankara, bu belirsizliklere açıklık getirecek daha somut ikinci bir BM kararı alınması gerektiğini düşünüyor. Bekleyip görelim Türkiye, barış gücüne katkıda bulunup bulunmamayı "belirsiz" olarak nitelediği hususlar açıklığa kavuşunca nihai değerlendirmeye alacak. Bu aşamada asker gönderip göndermeyeceğine ilişkin bir karar üretmeyecek.BM'nin ikinci bir kararla tutumunu netleştirmesi, İsrail, Lübnan ve Hizbullah'ın yaklaşımlarının ortaya çıkması, İsrail'in çekilme koşulları, barış gücünden beklenen işlev gibi konularda kesin çerçeve ortaya çıkıncaya kadar Ankara, "ihtiyatlı iyimserlik" içinde bekleyecek. Netleştikten sonra Ankara siyasi ve askeri koşulların netleşmesini beklerken, insani yardım konusunda ise çalışmalarını sürdürecek.İnsani yardım koridorlarının daha etkin ve güvenli hale getirilmesi için çaba gösterecek. Fiilen açık olan ve en etkili yardım yolu olarak işlev gören Mersin-Beyrut hattı, bütün yardımların ulaştırılması, güvenli çıkışların sağlanması için işlemeye devam edecek. İnsani yardım Türk askerinin Lübnan'a gönderilmesi için TBMM'nin kararı gerekiyor. Hükümetin bu konuda düzenleyeceği tezkerenin TBMM'ye sevki ilk aşamayı oluşturuyor.Bu koşullarda "Lübnan Tezkeresi"nin ucu göründü mü?Çiçek, bu soruya henüz "evet" yanıtı vermiyor, bunu söylemek için "erken" olduğunu belirtiyor.Ankara, Lübnan'da barış gücüne katkı vermek istiyor ama bunun koşullarının oluşmasını bekliyor.Bölgedeki sorunların, istikrarsızlığın Türkiye'yi de olumsuz etkilediği malum.Ankara, bu sorunlarla ilgili olarak sadece askeri katkı sağlayan bir ülke olmak değil, sorunların nihai çözümüne diplomatik ve siyasi katkı sağlayan bir ülke olmayı gözetiyor. fbila@milliyet.com.tr Lübnan tezkeresi