Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       MİLLİ Eğitim Bakanlığı'na bağışlanmak üzere yaptırılan Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesi'nin açılış törenine katılmak üzere Ankara'dan İstanbul'a giden Başbakan Mesut Yılmaz'la ATA uçağında sohbet olanağı bulduk.
       Başbakan Yılmaz, sık sık arızalanan ATA uçağını tamir ettirerek kullanmaya karar vermiş. ATA'nın yerine yeni uçak alınması projesini ise tasarruf anlayışına uymadığı gerekçesiyle iptal ettiğini söylüyor. ATA uçağının henüz yeni olduğunu belirten Başbakan, "bu uçağın minimum 20 bin saat uçması gerekiyor. Oysa daha 2 bin saat uçmuş. Onun için tamir ettirip kullanmak daha uygun geldi" diyor.
       Mesut Bey'e Ankara - İstanbul yolculuğunda Türkiye'nin gündemindeki önemli konulara ilişkin sorular yöneltiyoruz. İlk konu, Suriye ile gerginleşen ilişkiler. Başbakan Yılmaz'dan sonra Cumhurbaşkanı Demirel'in, "mukabele hakkımız saklı" uyarısı ve Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun Suriye ile aramızda ilan edilmemiş bir savaş olduğuna yönelik sözleri...
       Mesut Bey, "asker emir bekliyor" diyerek, Suriye'ye dönük uyarı dozunu artırıyor. Bu kararlı ifadeden sonra da şu bilgiyi veriyor:
       "Suriye bu tutumunu sürdürdükçe, Türkiye'de Milli Güvenlik Kurulu'nun gündeminden düşmez. Şu anda İskenderun'da bir NATO tatbikatı yapılıyor. Deniz ve Kara Kuvvetleri iştirak ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ise Suriye sınırında ayrı bir tatbikat hazırlığında. Henüz zamanı belli değil ama Türk Silahlı Kuvvetleri ilk kez Suriye sınırında bir tatbikat yapacak."
       Başbakan Mesut Yılmaz'ın sözlerinden Ankara'nın Şam'la ilgili olarak sabrının sınırında olduğu, askerin her türlü hazırlığa giriştiği, her şeyi siyasi otoritenin emrine baktığı anlaşılıyor. Başbakan Yılmaz, "asker emir bekliyor" diyerek, bu durumu Türk ve dünya kamuoyuna duyuruyor.
       Başbakan Yılmaz'ın üzerinde yoğunlaştığı diğer konu, çetelerle mücadele. Mesut Bey'e iddia edildiği gibi Alaaddin Çakıcı'yla konuşup konuşmadığını soruyoruz.
       "Hayır" diyor:
       "Alaaddin Çakıcı'yla hiç konuşmadım. Beni de aramış değil."
       Mesut Bey, çetelerle mücadele konusunda hükümetin çok önemli mesafe aldığını vurgulayarak şöyle devam ediyor:
       "Göreve geldiğimizden beri çetelerin devletteki uzantılarını temizliyoruz. Bu konuda çok büyük mesafe aldığımız gerçek. Çete reislerini tek tek yakalıyoruz. İlişkisini saptadığımız görevlileri yargıya sevkediyoruz. Artık devletin karar mekanizmalarındaki ellerini kollarını budadığımızı söyleyebilirim. Ama bu da yetmez. Yargısal sonuçları da almamız gerekiyor."
       Mesut Bey, Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Maliye Teftiş Kurulu mensuplarından oluşturulan bir mali denetim heyetinin, çetelerin parasal bağlantılarını araştırdıklarını belirterek, "bu çalışma sonuçlandığında çok kişinin başı ağrıyacak. Teftiş heyetinin istediği her türlü bilgi, belgeyi sağlıyor, her türlü yardımı yapıyoruz" diyor.
       Başbakan Yılmaz'a Alaaddin Çakıcı'yla ilişkisi olduğu belirtilen işadamı Erol Evcil'i iddia edildiği gibi Budapeşte'de saldırıya uğradıktan sonra telefonla arayıp aramadığını soruyoruz. Mesut Bey, bu soruya da, "hayır" yanıtını verdikten sonra şu bilgiyi aktarıyor:
       "Evcil'i Budapeşte saldırısından sonra aradığım iddiası da gerçek dışıdır. Ancak Erol Evcil, Mehmet Gedik ve Yavuz Ataç'la birlikte benim ofisime geldi. Yavuz Ataç, diğer ikisini dışarda bırakarak bana kendisini takdim etmeye çalıştı. İşte MİT'te çok önemli bir adam olduğunu, çok büyük işler başardığını, buna benzer şeyler söyledi. Ben de dinleyip gönderdim. Ancak benim ofisime geldiklerinde henüz Türk Ticaret Bankası olayı ortaya çıkmamıştı. Ben, Evcil'in Alaaddin Çakıcı ile ilişkisi olduğunu da bilmiyordum."
       Başbakan Yılmaz'a bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa eden Eyüp Aşık'ın durumunu nasıl değerlendirdiğini soruyoruz:
       "Eyüp'ün istifası ve yargının önünü açması doğru bir tavırdır. Ben milletvekilliğinden istifasının gereksiz olduğunu söylemiştim ama dokunulmazlığın arkasına sığınmamak için milletvekilliğinden istifa edeceğinin doğru olacağını belirtti ve ısrar etti."
       Mesut Bey'e, "hangi amaçla olursa olsun Eyüp Aşık'ın Alaaddin Çakıcı'yla konuşmasını doğru buluyor musunuz?" diye soruyoruz:
       "Ben, bakanken konuştuğunu bilmiyordum. Muhalefetteyken milletvekili olarak birkaç kez konuşmuş. O konuşmalarından aldığı bilgileri de bana aktarmıştı."
       Mesut Bey, sorumuz üzerine Eyüp Aşık'ın aktardığı bilgilerin işe yaramadığını belirtiyor. Ayrıca, Aşık'a Alaaddin Çakıcı'yla görüşmesi için talimat vermediğini, ancak Eyüp Bey'in aldığı bilgileri kendisine aktardığını kaydediyor.
       Başbakan Yılmaz'ın sözlerinden Aşık'ın bakanken Çakıcı'yla konuşmasını uygun görmediğini anlıyoruz. Milletvekili olarak bilgi toplama çabasını daha esnek değerlendiriyor.
       Yılmaz, Alaaddin Çakıcı'nın ortaya attığı iddiaları da araştırdıklarını, örneğin, bankaların özelleştirilmesi konusunda bir bakanın 20 milyon dolar rüşvet istediği yolundaki iddiayı araştırdıklarını, ancak bu yönde bir bilgi veya belgeye ulaşamadıklarını kaydediyor.
       Yolculuğun sonuna doğru seçim konusunu açıyoruz. Başbakan Yılmaz, seçimlerin nisanda yapılacağını belirterek, Meclis kararının değişmeyeceği tahmininde bulunuyor.





Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr