Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TSK'nın önlemlerinin Bağdat ve Kuzey Irak'ta paniğe yol açmasının nedeni, Türk askerinin sınır ötesi harekât yapması ve Kuzey Irak'taki askeri gücünü artırması düşüncesiydi.Ankara, bu tepkiler karşısında "gizli bir gündemi" olmadığı konusunda Bağdat'ı da, Washington'u da bilgilendirdi.Son günlerde Talabani'nin eski söylemi kullanmadığı gözleniyor.Ankara, Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmek gibi bir niyet taşımadığı konusunda Talabani ve Barzani'yi ikna etmişe benziyor.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, "Irak'la görüş birliği kuruldu, pürüzler giderildi" biçimindeki açıklaması da bunu gösteriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Irak sınırındaki yığınağı Talabani'nin ve Barzani'nin tepkilerine neden olmuştu. Türk askerinin Kuzey Irak'a girmesi olasılığına karşılık, iki lider sert demeçler verdiler. Talabani, Türkiye'ye karşı söylemini, "ABD de bizim gibi düşünüyor" diyerek güçlendirmeye çalışmıştı. Keza Washington'dan gelen açıklamalar da Türkiye'nin sınır ötesi operasyon yapmasına sıcak bakılmadığı yönündeydi. TSK'nın sınırda aldığı önlemlerin PKK'ya yönelik olduğu ve başka bir amaç taşımadığı ısrarlı vurgulandı. Bu yapılırken terörle mücadele çerçevesinde uluslararası hukukun öngördüğü koşullar oluşursa Türkiye'nin haklarını kullanacağı da siyasi ve askeri yetkililerce sık sık açıklandı.Ankara'nın verdiği mesajlar iki başlıkta ifade edilebilir:1- Önlemler PKK'ya dönüktür,2- Irak sınırını koruyamadığı sürece, asker sınırda kalacaktır.Dışişleri yetkililerine göre, Türkiye'nin kendi sınırında aldığı önlemlere, Irak, ABD veya başka bir ülkenin itiraz etmesi söz konusu değil, olamaz. Irak'ın sınırını koruyamaması nedeniyle bölgede bir "güvenlik boşluğu" oluşmuştur. Bu boşluk hem PKK'nın sınırdan sızması ve eylemlerini artırması hem de Türkiye aleyhine bazı oldubittilere zemin hazırlanmasına olanak sağlamaktadır.Türkiye, sınırdaki askeri varlığını artırarak güvenlik boşluğundan doğan bu sonuçlara karşı önlem almaktadır. Sınır ötesi harekât için bahane aramak veya Kuzey Irak'taki varlığını artırmak gibi ikinci bir hedefi yoktur.Talabani, Türkiye'nin bu kararlı ve inandırıcı tutumu karşısında "kuşku" ifade etmekten vazgeçmiş görünmektedir.Aynı hava Rice'ın yaptığı açıklamalarda da sezilmektedir. Hedef PKK Ankara'nın duyarlılık gösterdiği konuların başında Kerkük gelmektedir. Rice'ın Ankara ziyaretinde de konu edildiği gibi Barzani'nin Kerkük'le ilgili demografik dengeyi değiştirmeye yönelik girişimleri rahatsızlık yaratmaktadır. Ankara, 2007'ye kadar yapılacak bir referandumla Kerkük'ün Barzani yönetimine bağlanması gibi bir oldubittinin yaratacağı sorunlar konusunda Rice'ı bilgilendirmiş ve uyarmış durumdadır.Rice'ın, Kerkük'ün durumunun belirlenmesi sürecinde BM gözetiminden söz etmesi Ankara'yı memnun etmiş görünüyor. Bu söylemin Barzani'nin "taşıma nüfus"la Kerkük'te demografik yapıyı bozma girişimlerinin benimsenmediğini yansıttığı değerlendirmesi yapılıyor.Bütün bu sorunlar bir arada değerlendirildiğinde Türkiye'nin güvenlik boşluğunun yaratacağı terörist saldırı ve siyasi oldubittilere karşı iş işten geçmeden önlem almaya çalıştığı anlaşılmaktadır.Bu da doğal hakkıdır... fbila@milliyet.com.tr Kerkük sorunu