Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

17 Aralıkta, ABnin vereceği kararın taslağı üzerinden onlarca telgraf Ankara ile Avrupa başkentleri arasında gidip gelirken, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, Avrupa liderleriyle yoğun telefon görüşmeleri yaptı.Dün gece geç saatlere kadar Dışişleri Bakanı Gül, Dönem Başkanı Hollanda liderleriyle, Belçika Başbakanı ve Dışişleri Bakanıyla telefon trafiğini sürdürdü.Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, Avrupa başkentlerine Türkiyenin tutumunu ve beklentisini kesin ifadelerle yansıttı.Dışişleri Bakanı Gül, dün gece saat 24.00te yaptığımız görüşmede, Türkiyenin geri adım atmayacağı 4 kırmızı çizgiyi şöyle ifade etti:"1- Kararda tam üyelik hedefini saptıracak hiçbir unsur olmamalı. 2- Çözüm olmadan Güney Kıbrısı tanımamız söz konusu edilmemeli. 3- Müzakereye başlama kararı ikinci bir zirve kararını gerektirmeyecek kadar kesin ve net olmalı. 4- Hiçbir alanda kalıcı kısıtlama (derogasyon) bulunmamalı." Ankara, 17 Aralık Zirvesi öncesinde tarihinin diplomatik trafik açısından en yoğun günlerinden birini dün yaşadı. Dışişleri Bakanı Gül, Türkiyenin Avrupa Birliğinden bir ayrıcalık istemediğini, aksine hakkı olan "Dürüst bir karar" beklediğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:"Türkiye, üzerine düşeni yapmıştır. Biz artık ABden dürüst, temiz, net bir karar bekliyoruz. Bu Türkiyenin hakkıdır. Bu karar hiçbir ek koşul taşımayan temiz bir karar olmalıdır. Türk halkı, hakkı olanı istiyor. Bunun dışında bir şeyi kabul etmez. Ne olursa olsun evet demez. Bizim ABye yansıttığımız konumumuz budur. Yoğun bir kulis çalışması yapılıyor. Biz gayet dürüstüz. Meşru haklarımızı talep ediyoruz. Bunun dışında bir şey istediğimiz yok. AB de bizim bu hakkımızı teslim etmelidir. Türkiye, kendisine yapılacak bir haksızlığı kabul etmeyecektir. Müzakerelerin niteliği bizim için çok önemlidir."Dışişleri Bakanı Gül, Avrupa başkentleri ve liderlerle temasların devam edeceğini belirterek, şöyle devam etti:"Bu yoğun trafik devam edecektir. Karar metninin son hali öyle anlaşılıyor ki, cuma sabahına kadar yürütülecek temaslar sonucunda belli olacak. Türkiye, iyi niyetini, dürüstlüğünü gösterdi. Verdiği bütün sözlerde durdu. Şimdi Avrupa Birliğide dürüst ve açık olmalı, Türkiyenin gösterdiği bu yaklaşımın karşılığını vermelidir. Türkiyenin tam üyelik hedefini sulandıracak bir ifadeyi veya çözüm olmadan Güney Kıbrısı tanımayı hedefleyen bir zorlamayı veya Avrupa hukununa aykırı olan kalıcı bir ayrıcalığı, bir istisnayı, bir uygulamayı kabul etmesi düşünülemez. Bunu açık ve kararlı bir şekilde iletmiş durumdayız. Bu haklı çizgilerimizin aşılmaması gerekir." Her şeye evet diyemeyiz Dışişleri Bakanı Gül, Avrupa liderlerine yönelik olarak da şu mesajı verdi:"Türkiye, açık bir rejim açık bir toplumdur. Bu nedenle sivil toplum kuruluşları dahil birçok kişi ve kurumdan AB ülkeleri yetkililerine çeşitli mesajlar veriliyor olabilir. Bu iyi niyetle de yapılıyor olabilir. Ancak Avrupa Birliği ülkelerinin bu çeşit mesajları esas alarak değerlendirme yapmaları yanlış olur. Esas almaları gereken, Başbakanımız Sayın Erdoğan ve benden gelecek açıklamalardır. Hükümetimizin mesaj ve tutumunu esas almaları gerekiyor. Sayın Başbakandan veya benden duymadıkça söylenti, tahmin veya duyum niteliğinde resmi olmayan beyanları esas almamaları gereklidir. Gerek Sayın Başbakan gerekse de ben her konuda Türkiyenin gerçek ve resmi tutumunu açık bir şekilde yansıtıyoruz."Gül, tarihi karar öncesinde Ankaranın çabalarını 17 Aralık sabahına kadar sürdüreceğini ve Türk halkının hükümetin bu girişimlerine güven duyacağından kuşkusu olmadığını vurguladı. fbila@milliyet.com.tr Benden duymadıkça...