Sandıktan çıkan bu tablo meşruiyet tartışması yaratır mı? Seçimden ana muhalefet partisi olarak çıkan CHP’nin lideri Deniz Baykal da, meşruiyet tartışmasını gereksiz buluyor. Antalya’dan Ankara’ya döndüğünde görüştüğümüz Baykal, yüzde 45 oyun Meclis’e yansımamış olmasını önemli saydığını ancak meşruiyet sorunu olarak bakmadığını söyleyerek şu değerlendirmeyi yapıyor:
"İtiraf edeyim ki CHP için daha iyi bir sonuç almayı umuyordum. Yüzde 20’nin birkaç puan üzerinde oy bekliyordum. AKP’nin de yüzde 30’un biraz altında çıkacağını tahmin ediyordum. Ama milletin kararı böyle oldu. Buna saygı duymak lazım. Meclis dışında kalan yüzde 45 oy elbette önemli. Ama ben olaya meşruiyet sorunu olarak bakmıyorum. Meclis dışında kalan bu oyların sorumluluğunu kendi üzerimizde hissediyorum. Biz CHP olarak onları da temsil edeceğiz. Onların isteklerini Meclis’e taşıyacağız. Siyaset artık sadece Meclis’te yapılamaz. Toplumla birlikte olacağız. Meclis’e yansımayanların da temsilcisi olacağız."
Baykal, AKP’nin çok önemli bir sorumluluk yüklendiğini vurgulayarak, muhalefet anlayışlarını şöyle özetliyor:
"AKP önemli bir sınavdan geçecek. Ülkenin büyük sorunları var. Biz muhalefet olarak yardımcı olan yapıcı bir anlayış içinde olacağız. Cumhuriyetin Anayasa’da sayılı ilkelerini özenle koruyacağız. AKP’nin bu konuda sorun yaratmayacağını umuyoruz. Biz de bu konuda yardımcı olacağız. Yol göstereceğiz. Ama AKP iktidarını da çok dikkatli biçimde izleyeceğiz. Ulusal sorunlarda iktidara destek olacağız. Örneğin Avrupa Birliği konusunda biz de katkı vereceğiz, ilişkilerimizi değerlendireceğiz. İktidara, deneyimimizi aktaracağız."
Konu Avrupa Birliği’ne gelince Baykal’a, AKP lideri Erdoğan’ın gerekirse AB temasları için Avrupa’ya CHP lideri ve ilgilileri ile birlikte gidebileceklerine ilişkin önerisini soruyoruz.
CHP lideri Baykal, bu yaklaşıma şu karşılığı veriyor:
"Ben zaten 14 Kasım da Avrupa Birliği için Varşova’ya gideceğim. Dediğim gibi bu konuda bütün ağırlığımızı koyacağız. İktidara elimizden gelen desteği vereceğiz. Yarın (bugün) Sayın Erdoğan’ı ziyaret edeceğim. Orada, bana nasıl bir teklifi var, öğrenirim. Değerlendiririz. Eğer istiyorlarsa onlara biz de bir heyet katarız. Birlikte temasları yürütürler. Tabii bu çalışmalar iç politika malzemesi olarak görülmemeli, gösteriş olsun diye yapılmamalı. Bizim CHP olarak ayrı temaslar yürütmemiz de çok yararlı olacaktır. Ama dediğim gibi ihtiyaç duyduklarında, talep ettiklerinde arkadaşlarımızı onlarla birlikte göndeririz."
Baykal, seçim sonucunun Türkiye’nin ikili bir yapıya doğru yönelmek istediği biçiminde yorumlanabileceğini de vurguladı. Sistemin aksayan yönlerinin düzeltilebileceğini, yeni dönemde bu konuların gündeme gelebileceğini kaydetti.
Baykal, AKP’nin toplumda gerginlik yaratacak yapay sorunlar çıkarmadığı, Cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı tutumlar almadığı, laiklikle bağdaşmayan dayatmalar yapmadığı sürece, bir sorun çıkmayacağını da belirtti.
Türkiye’nin iktidarıyla, muhalefetiyle, Meclis’iyle, toplumuyla çözmesi gereken ağır sorunları bulunduğunu, önceliklerinin bu sorunlara eğilmek olacağını da vurguladı.
CHP lideri, kamuoyuna bir yandan endişe etmemeleri gerektiği mesajını verirken, bir yandan da iktidarı yakından izleyerek denetleyecekleri mesajını veriyor.
