Bakmayın şimdilerde, "memur, işte" deyip geçildiğine...
Öyle herkese kolayca verilen bir paye değildi, memurluk...
"Memurum" deyince, akan sular dururdu. Memur, devletin hem kendini, hem de vatandaşı "emanet" ettiği kişiydi. Sözü senet, yazısı devlet sayılırdı.
Devlet, memuriyeti o kadar önemsemiştir ki, Devlet Memurları Kanunu, memurun kim olduğu ve nasıl olması gerektiği konusunda onlarca maddeyle doludur.
Örneğin, her önüne gelen "memurum" demesin diye, kime memur denileceğini sayar. Memur mu, değil mi tereddütü yaratacak mesleklerin hangilerinin memur sayılayacağını bile belirtir.
Örneğin der ki, "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyeleri, Genelkurmay Mehteran Bölüğü sanatkarları, Devlet Tiyatrosu ile Devlet Opera ve Balesi sanatkarları, memurdur."
Klasik memurluktan farklı meslekleri tek tek sayar ki, "memurluk" unvanı gürültüye gitmesin.
Tabii, Enerji Bakanlığı ve ona bağlı TEAŞ, TEDAŞ gibi kurumların personelini saymaya gerek yoktur. Onlar haydi haydi memurdur...
Bu kanun, devletin memurlarını böyle saydıktan sonra, neden herkese "memur" demediğini de diğer maddelerde açıklar aslında...
Der ki, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik gibi yüz kızartıcı işler yapanlar memur olamaz.
Eğer memur olmayı başardıysanız da şunu der:
Memur resmi sıfatının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduğunu hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadır.
Memur amirinden, amir memurundan borç alamaz.
Memur, doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye isteyemez, görevi sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye kabul edemez, iş sahiplerinden borç para isteyemez ve alamaz.
Memur, denetimi altında bulunan veya kendi görevi veya mensup olduğu kurum ile ilgisi olan bir teşebbüsten, doğrudan doğruya veya aracı eliyle her ne ad altında olursa olsun (hediye, yardım, borç gibi) bir menfaat sağlayamaz.
Bunlar Devlet Memurları Kanunu'nun hükümleri...
Tabii, enerji memuru için de geçerli, Devlet Tiyatroları'ndaki "sanatçı" memurlar için de...
Şimdi gelin bu hükümleri "Beyaz Enerji" ve "Devlet Tiyatroları" operasyonlarındaki memurlara bir uygulayalım.
Nasıl bir "memur" çıkıyor ortaya?
Herhalde "kitap"ta yazdığı gibi "beyaz memur" değil...
