Şarkıcı karısı Binnaz değil bu...
Başbakanlık muhabirimiz Önder Yılmaz'ın Milliyet'in manşetinde yer alan haberindeki Binnaz...
- Kim bu?
- Binnaz Tiryaki.
- Ne istiyor?
- Pasaport.
- Niye?
- Almanya'ya gidip tedavi olacak.
- Ne tedavisi?
- Gölcük'te enkaz altından çıkarıldı. Bacakları ezik.
- Nereden belli?
- Her yerinden. İşte bacakları ezik.
- Hımm... Peki bunun Binnaz olduğu nereden belli? Nüfus kağıdı var mı?
- Enkaz altında kaldı. Ama evlilik cüzdanı var. İşte, Binnaz Tiryaki.
- Evlilik cüzdanı olmaz. Nüfus kağıdının aslı lazım. Var mı?
- O enkaz altında kaldı da, bir örneği var, bir de ikametgah ilmühaberi. Olur mu?
- Olmaz. Nüfus kağıdının aslını getirin. Ya Binnaz değilse?
- Ama bu Binnaz...
- Niye bu acele? Git nüfus kağıdını bul veya yenisini çıkar.
- Olur da. Binnaz'ın acelesi var. Hemen Almanya'ya gitmezse bacağından olabilir. Alman Hava Kurtarma Ekibi götürüp tedavi ettirecek.
- Olmaz da... Olmaz.
Olmadı.
Binnaz, pasaportu zamanında alamadı.
Alamadığı için Almanya'ya gidemedi.
Ve doktorlar bacağını kesmek zorunda kaldılar.
Binnaz'ın bir bacağı
"mevzuat" kurbanı.
Binnaz'ın, Binnaz olduğu, enkazdan çıktığı durumdan ve begelerden anlaşıldığı halde
"evrakın aslı" olmadığı için bacağını kurtaramadı.
Bu aralar gündemde
"reform"dan,
"devrim"den geçilmediği için belki
"bürokrasi" için de bir şeyler düşünülür.
Vatandaşa güvensizlik yerine güvenle yaklaşılması esas alınabilir, mesela...
Mesela, vatandaşların hepsinin
"yalan" söylediği önyargısıyla çalışan bürokrasi, çoğunun doğru söyleyeceğine inanabilir.
Yalancıların istisna olacağını düşünmeye başlayabilir.
Kıyamet de kopmaz.
Vatandaşın biri yalan söylerse, dokuzu doğru söyler.
Vatandaş beyanı da, artık devlet katında ciddiye alınmalıdır.
Hele yaşam söz konusuysa.
Hele vatandaşın enkaz altından çıktığı açık - seçik ortadaysa.
Kaldı ki, Binnaz, Binnaz olmasa, ne olur?
Ezilmiş iki bacağı gözler önündeyken...
Binnaz'ın,
"Bürokrasinin kestiği bacak acımaz" diyecek hali yok herhalde...
Acımıştır...
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr
