Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiyede yolsuzlukla mücadele her yeni iktidarın önce sarıldığı sonra bıraktığı bir ip gibidir. Fazla asıldığınızda ya bıraktırır ya da koparırlar.Şimdi AKP iktidarı da yolsuzlukla mücadele ipini bir ucundan tutmuş görünüyor.Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, çalışmalarını sürdürüyor. İlgilileri, yetkilileri dinliyor.Bu daha önce de yapılmıştı. Sonra yine Mecliste siyasi pazarlıklarla karşılıklı aklama oylamaları yapıldı ve dosyalar kapandı gitti.Umarız, bu kez komisyonun çalışmaları aynı akıbete uğramaz...Komisyona bilgi veren Organize Suçlar eski Daire Başkanı Şerafettin Buralın açıklamaları, Türkiyede yolsuzlukla mücadelenin neden yılan hikayesine döndüğünü ve bir sonuca ulaşmadığını gösteriyor. Bural, araştırmalar, soruşturmalar ilerledikçe karşılarına siyasilerin, siyasetin çıktığını ve duvarı aşamadıklarını söylüyor. Duvara çarpınca da görevden alındıklarını, soruşturmalara uğradıklarını açıklıyor.Komisyon, eski başbakanları, bakanları dinleyecek. Örneğin, geçen hükümet döneminde yolsuzlukla mücadelenin simgesi haline gelen Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel de komisyonda konuşacak. Yolsuzlukların üstüne giden ama belli aşamada durdurulan ve devre dışı bırakılan Temizel, komisyonu bilgilendirecek...Temizelle dün konuştuk. Türkiyede yolsuzluğun kimler tarafından ve nasıl yapıldığının bilindiğini, ancak mücadeleye belirli aşamalarda set çekildiğini vurguluyor. Şöyle diyor:"Türkiyede yolsuzluğun kaynağı ve yöntemi belli. Kamunun ve kamu güvencesi altındaki kurumların kaynaklarını transfer ederek, yolsuzluk yapılıyor. Siz ihracatı teşvik için kaynak ayırıyorsunuz, ama insanlar ihracat yapmadan bu kaynağı kendilerine transfer ediyorlar. İhracat yapmış gibi. Siz, para toplayıp yatırımcıya kredi versin diye banka kurma izni veriyorsunuz, insanlar, bankayla topladıkları paraları kendilerine transfer ediyorlar. Olay bu.""Yani" diyor Temizel:"Kimin çaldığı belli, nasıl çaldığı belli ama siz bunları cezalandırıp, çaldıklarını geri alamıyorsunuz. Ben BDDK Başkanı olarak görev yaptığım dönemde koltuğumun altında yedi maddelik yasa önerisiyle dolaştım durdum. Ama çıkaramadım. Çalınan paraların tahsilini kolaylaştıracak bir yasaydı bu. Bankalar Kanununda değişiklik öngören. Ama olmadı. Yaptırmadılar. Bugünkü eksik düzenlemelerle bu paraları geri alamıyorsunuz. O nedenle de adamlar yatlarıyla, uçak filolarıyla, yalılarıyla yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Banka kaynaklarıyla kurulmuş şirketlerinin tüzel kişiliğinden yararlanarak yapıyorlar bunu. Sizin eliniz kolunuz bağlı kalıyor. Değiştirmeye kalktığınızda dirençle karşılaşıyorsunuz.""Kim direniyor" diye sorunca Temizel, şu yanıtı veriyor:"Yolsuzlukla ekonomik gücü eline geçiren veya ekonomik gücünü artıranların etkinliği yolsuzlukla mücadele edenlerin etkinliğinden daha fazla oluyor maalesef. Onun gücü sizinkini aşıyor ve o güç size karşı kullanılıyor. Mücadeleler bu nedenle sonuca ulaşmıyor."Temizelin yasa değişikliği önerileri, sadece yolsuzlukları yargılayacak ihtisas mahkemeleri kurulması önerisi, kabul görmedi.Görseydi ve bu çalınan paralar geri alınabilseydi, belki bugün faiz yükü, dış borç yükü, kamu açıkları bu kadar ağır olmayacaktı. 1 - 2 milyar dolar kredi için kapı kapı dolaşıp el - avuç açmak gerekmeyecekti.Türkiyede yolsuzlukla mücadele konusunda siyasi kararlılık sonuna kadar sürdürülmedikçe bir sonuç almak yine mümkün olmaz.Geçen dönem gördüğümüz gibi belli bir aşamasında siyaset yine devreye girer mücadele edenler aleyhine, yolsuzlukları yapanlar lehine "aman sermaye kaçıyor, aman işadamı küsüyor" diye düzenlemeler yapmaya yönelirse, yine aynı sonuca varırız:Çalanın çaldığı yanına kar kalır...Hele bir de medyası varsa, bakarsanız, üstüne alacaklı da çıkar... fbila@milliyet.com.tr Yolsuzlukla mücadele yeniden "yükselen değer" olmaya başladı. Hayret!