Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Kurulu Başkanı Cemil Çiçek’le, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un konuşması üzerine sohbet ettim.
Çiçek’e, Org. Başbuğ’un konuşmasını genel olarak nasıl bulduğunu sordum:

‘Türkiye gerçeklerini kapsadı’
- Ben konuşmayı canlı olarak izleyemedim. Sonradan internetten metni alıp okudum. Önce şunu söylemek isterim, çok ince, ayrıntılı bir hazırlıktan sonra oluşturulmuş bir konuşma. Zaman ve emek harcanmış. Akademik yönü olan bir konuşmaydı. Bilimsel atıflar dikkat çekici. Ayrıca ben konuşmayı gerçekçi buldum. Türkiye gerçeklerini kapsayan bir konuşmaydı. Objektif bir konuşmaydı.

‘Bilim adamları yorumlamalı’
Konuşmanın size göre en önemli mesajları nelerdi?
- Ondan önce şunu söylemek istiyorum; bu konuşmayı ilk yorumlaması gerekenler siyasetçiler mi? Bundan emin değilim. Bana göre önce bilim adamları bu konuşmayı yorumlamalı, analiz etmeli. Eğer böyle yapılırsa, daha faydalı olur. Siyasetçiler de daha çok faydalanmış olurlar, diye düşünüyorum. Verdiği mesajlara gelince; konuşma birçok konuyu kapsıyordu. Basındaki yansımalarına baktığınızda, konuşmadaki mesajları herkes kendi açısından, kendi durduğu yere göre öne çıkarmış. Bazıları cemaatle ilgili sözlerine öncelik vermiş, bazıları Türk milleti tarifiyle ilgili sözlerine, bazıları da PKK ve dağdan indirmeyle ilgili sözlerine.

‘Türk milleti yaklaşımı aynı’
Org. Başbuğ Atatürk’ün Türk milletini tarif ederken kullandığı “Türkiye halkı” ifadesine çok vurgu yaptı. O cümleden “Türkiye’yi çıkarır Türk’ü koyarsınız o etnik bir tarif olur” dedi. Siz bu sözlerini nasıl buldunuz?
- Atatürk’ün bu tarifi çok iyi düşünülmüş bir tariftir. TSK’nın bu tarifi yorumlaması da Org. Başbuğ’un dün yaptığı yorumdur. Türk kimliğini Atatürk bir üst kimlik olarak ortaya koyuyor. Bir etnik tarif yapmıyor. Org. Başbuğ bunu vurguladı. Esasen yeni bir yorum, yaklaşım değil. Bunun önemini vurguladı.

‘Dağdan indirme hassas konu’
Org. Başbuğ, PKK’nın dağdan indirilmesi için yasal düzenlemeler yapılmasını istedi. Bu isteği nasıl karşıladınız?
- Şimdi bu konu çok hassas bir konu. Komutan niyet beyanı yaptı. Ama bir ayrıntı yok. Nasıl bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğu tarif edilmiyor. Bir paragraf başı olarak değiniliyor. Eğer Genelkurmay Karargâhı’nın bu konuda bir çalışması varsa,o Terörle Mücadele Kurulu’na veya Milli Güvenlik Kurulu’na zaten getirilir. Komutan oraya getirir ve değerlendirme yapılır. Ancak ifade ettiğim gibi çok hassas bir konu.

‘Kavramlar bile önemli’
Konunun hassasiyetini açabilir misiniz?
- Bu konuda kullanılacak kavramlar, terminoloji bile çok önemlidir. Daha iki gün önce iki şehit cenazesi kaldırdık. Örneğin biz pişmanlık yasası diye bir ifade kullanmadığımız halde kamuoyunda bu terminoloji kullanıldı. Veya af olmadığı halde af sözcüğü kullanılıyor. Bunlar hassasiyet yaratıyor. Bunu kastediyorum.

‘Af gündemimizde yok’
Dağdan indirme konusu açılınca af konusu gündeme geliyor. Böyle bir düzenleme söz konusu olabilir mi?
- Komutanın konuşmasında dediğim gibi bir ayrıntı yok. Başbakanımız da seçimler öncesinde gündemimizde af olmadığını açıkladı. Ben de birkaç defa söyledim, gündemimizde af yok. Ama Türk Ceza Kanunu’nun 221. maddesi var biliyorsunuz, etkin pişmanlığı düzenliyor. Bu madde çok işlevsel ve önemli.
Birçok kişi de bundan yararlandı şimdiye kadar. Ama dağdaki adamın bu maddeden haberi yok. Olması da örgütün yöneticileri tarafından önleniyor. Neden önleniyor? Çünkü yönetici kadro kendini garanti altında görmeden bir şey yapmıyor, yaptırmıyor. Adeta dağdakileri kendi garantisi için rehin olarak tutuyor. Biz bu maddenin öğrenilmesini sağlamak için çaba gösteriyoruz. Buna devam etmek gerekiyor. Hatta Kuzey Irak yerel yönetiminin de bu maddeyi çok iyi okuyup anlaması gerekli. Eğer PKK silahsızlandırılacaksa bu maddenin bilinmesi önem arz ediyor.