Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KKTC’de yapılan mitingden sonra başlayan tartışma sürüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in açıklamalarına KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve bir önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın verdiği yanıtlar tartışmayı tırmandırdı.
Çiçek’in, “Cuma küfredip pazartesi 13. maaşı aldılar” sözlerini değerlendiren Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Rumların elini güçlendiriyor” yanıtını verirken, bir önceki Cumhurbaşkanı Talat da, “düşman sevindirdi” yorumunu yapmıştı.

“Hakarete ses çıkarmadılar”
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e, dün iki cumhurbaşkanının tepkilerini sordum. Çiçek, “Alınganlığa gerek yok” dedikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sayın Cumhurbaşkanı Eroğlu, benim için kardeşim, diyor. Doğrudur, ben de kendisine karşı aynı duygular içinde hareket ettim. Bizim sözlerimiz o mitingde bize hakaret edenleredir. Yoksa Lefkoşa’da, Girne’de, Kapraz’da yaşayan kardeşlerimize değildir. Şimdi alınganlık gösteriyorlar. O zaman hakaret etmeselerdi. Sayın Eroğlu herhalde izlememiş, orada KKTC bayrağı yoktu, Türk bayrağı yoktu, ama Rum bayrağı vardı. Rum bayrağı altında bize hakaret edildi. Biz, bize hakaret edenlere karşı elimiz, kolumuz, dilimiz bağlı mı duracaktık? Kaldı ki biz dünyanın neresinde olursa olsun KKTC’ye bir söz söylendiğinde, göğüsler ve hemen cevabını veririz. Ama o mitingde bize hakaret edildi ve buna ses çıkarılmadı. Hakaret edene cevabını veririz. Şimdi 2 Mart’ta bir miting daha yapılacakmış; umarım o mitinge KKTC ve Türk bayrağıyla gelirler.”

“Dayatma yok”
Çiçek, KKTC’nin ekonomisiyle ilgili olarak Türkiye’nin hiçbir zaman dayatmada bulunmadığını da söyledi ve şöyle devam etti:
“Türkiye olarak KKTC ile imzaladığımız protokoller var. Bu protokollerde Türkiye’nin katkılarının hangi projelerde ve nasıl kullanacağı belli. Bunun altında benim de imzam var, KKTC’nin başbakanlarının da imzası var. Bu protokollerde her şey bellidir. Biz, bir dayatmada bulunmuyoruz. Diğer ülkelerle nasıl yapıyorsak KKTC ile de yapıyoruz. Biz, onların işlerine karışmayız. Sanki Türkiye emir veriyormuş, dayatma yapıyormuş gibi konuşuyorlar. Böyle bir şey yok.”

“Tecrübemizi aktarıyoruz”
Çiçek, Türkiye’nin KKTC’nin zor duruma düşmemesi için tecrübelerini kardeşçe aktardığını vurguladı ve şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz, ekonomide birçok tecrübeye sahibiz. KKTC aynı sorunlarla karşılaşmasın diye bunları aktarıyoruz. Kardeşce söylüyoruz. Çünkü bizim başımızdan geçmiş olaylar... Tecrübemiz var. Mesela Kıbrıs Türk Hava Yolları(KTHY) çok somut bir örnektir. KTHY, Türk Hava Yolları (THY) içinde çalışıyordu. Sonra 2007’de geldiler; biz ayrılacağız, ayrı çalışacağız, dediler. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım başta olmak üzere, bunun zor bir iş olduğunu, ayrı çalışırlarsa yürütmelerinin zor olacağını söyledik. O zaman Sayın Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a söyledik. Ama ısrar ettiler ve ayrıldılar. 2005 yılında 5 trilyon kâr eden KTHY, ayrıldıktan sonra 2007 yılında zarar etmeye başladı. 2010 yılına gelindiğinde 200 trilyonluk borç takmıştı ve battı. Şirket tasfiye edildi. Şimdi alacaklı olanlar bana geliyorlar. KTHY gibi bugün de KKTC’de birçok kurum aynı duruma düşebilir. Biz, bu olmasın diye tecrübelerimizi söylüyoruz.”

“Reform şart”
Başbakan Yardımcısı Çiçek, KKTC’de köklü reformlara ihtiyaç olduğunu da şöyle vurguladı:
“KKTC’nin bileceği bir iş, ama KTHY gibi birçok kuruluşu da sıkıntı yaşayabilir. KKTC’de artık bir mali reform yapılması ihtiyacı açıkça görülüyor. Bir sosyal güvenlik reformu ihtiyacı keza ortada. Bazı kurumların reforma yönelmesi lazım. Biz, Türkiye olarak katkı veriyoruz, ama asıl sorun KKTC’nin gelirleri ile giderleri arasındaki fark. Bu fark büyüyor. Bunu nasıl yapacakları kendi bilecekleri iş, ama orada yaşayan insanların da gerçekleri bilmesi lazım.”

Büyükelçinin alınması
Çiçek, Türkiye’nin KKTC Büyükelçisi Kaya Türkmen’in bu görevden alınması ve yerine Yardım Heyeti Başkanı Halil İbrahim Akça’nın getirilmesinin miting ve gelişen olaylarla ilgisi olup olmadığı yönündeki soruma şu yanıtı verdi: “Bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Rutin bir görev değişikliğidir, sanıyorum dört hizmetten sonra bu değişiklik normal olarak zaten yapılıyor.”