Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açılım süreciyle birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile ilgili tartışmalar da sürüyor. Habur’dan yapılan girişlerle ortaya çıkan manzaradan sonra süreç devam edecek mi, etmeyecek mi sorusu gündemdeydi. Bu soruyu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün bir kez daha yanıtladı. Sürecin devam edeceğini, ancak Habur türü girişlere izin verilmeyeceğini söyledi.

‘Başka döneme bırakamayız’
Bu konuyu dün Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le konuştum. Çiçek de sürecin devam edeceğini belirtiyor. Ancak girişlerin ne zaman ve nasıl olacağı konusunda kesin bir karar henüz yok. TBMM’de yapılacak görüşme sonrasında girişler -Habur gibi olmamak şartıyla- başlayabilir. Ve görünen o ki, bu konudaki öncelik Kandil veya Avrupa’da değil, PKK ile ilişkisi görece zayıf olan Mahmur kampında...
Başbakan Yardımcısı Çiçek, sürecin devam edeceğini açıklarken şu yorumu yaptı:
“Bizim bu konudaki siyasi kararlılığımız sürüyor. Süreç başka bir döneme bırakılamaz.”

‘Başka ordu yapamazdı’
Çiçek, terörle mücadelenin silahlı yönünü TSK’nın büyük başarıyla sürdürdüğünü belirterek, “TSK’nın bu başarısını takdir ve teşekkürle anmamız lazım. Bunun dünyada örneği de yoktur. Türk ordusunun yaptığını başka ordu yapamazdı. Terörle mücadelenin güvenlik boyutunu TSK başarıyla yürütmüştür, yürütmektedir. Aldığı sonuç dünya standartlarının çok üzerindedir.”

‘Sıra sivillerde’
Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Kurulu Başkanı Çiçek’e göre güvenlik boyutuyla başarıyla yürütülen terörle mücadelenin diğer yönleri eksik kaldı. Türkiye, terörle mücadelenin ekonomik, sosyal, kültürel boyutuyla daha yeni karşılaştı. Çiçek, bu saptamasını şöyle izah etti:
“TSK her dönemde silahlı mücadeleyi başarıyla yerine getirdi. Ancak terörle mücadelenin diğer yönleri eksik kaldı. Siyasi irade kararlılık gösteremedi, ekonomik, sosyal ve kültürel yönlerinin arkasını getiremedi. Birçok paket açıldı ama arkası gelmedi. Bu eleştiri CHP’nin 1989 raporunda da vardır. Ta ki, bizim hükümetimize kadar bu böyle gitti. Şimdi biz terörle mücadeleyi diğer boyutlarıyla da sürdürüyoruz. Açılım süreci de bunun bir parçası. Bir taraftan ekonomik, sosyal, kültürel önlemler alıyoruz ama diğer taraftan da silahlı mücadeleyi zaafa uğratmıyoruz. İşte sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkereyi de çıkardık.”

İrticayla mücadele belgesi
Çiçek’e yeniden gündeme gelen “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nı da sordum. Başbakan Yardımcısı’na göre, bu konuda “hukukun işlemesi” yeter ve gerek şart. Şöyle izah etti:
“Bu konuda birçok şey yazılıp çiziliyor ama bunların çoğunluğu tahmindir. Hukuk işliyor ve önemli olan hukukun işlemesidir. Yargıyı beklemek en doğrusudur. Herkes kendine göre hak aramaya kalkarsa onun demokratik hukuk devletinde yeri olmaz. O ihkakı hak olur; yani herkesin kendine göre hukuk dışı yolları hak araması anlamına gelir. İşte bu olmaz. Şu anda Avrupa Birliği sürecinin hedefi yüksek standartta bir demokrasiye ulaşmak ve iyi işleyen bir hukuk sistemidir. Bu olaya da bu ölçülerle bakmak ve yargı sürecinin sonunu beklemek gerekir.”