Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Seçmenin tavrı o kadar net ki, lafı uzatmanın gereği kalmıyor. Halk, iki partiyi, DSP ve MHP'yi iktidarda görmek istediğini ortaya koydu. Şimdi halkın bu arzusunu yerine getirmek DSP ve MHP'nin görevidir. Halka saygının gereği de budur. İki partinin 276'yı bulmak için gerekli desteği nasıl sağlayacağı da yine Ecevit ve Bahçeli'nin çözmeleri gereken bir sorundur. Ama herhalde "sayımız yetmedi" diyerek ya da başbakanlık hesapları yaparak bu tarihi görevden kaçamazlar.
Seçmen, FP'yi, ANAP'ı, DYP'yi, CHP'yi uçurumun kenarına kadar getirip, birini aşağıya attı. Ekonomik sıkıntıdan bunalan, terörden bunalan ve dışlanmış ülkenin insanları olmaktan bunalan halk, yeni bir umut olarak DSP ve MHP'ye sarıldı.
Ortak paydaları milliyetçilik olan DSP soldur, MHP sağ. Böyle kritik bir dönemde sol ve sağ koalisyonu, Türkiye için yeni bir çıkış noktası olabilir.
Birçok hükümet formülü tartışılıyor. Ancak, DSP ve MHP'den birini dışarıda bırakacak bir formülün sağlıklı olmayacağı açıktır.
İki iddia var:
1- Deniliyor ki, Türkiye solsuz kaldı. Hayır. Türkiye'de sol vardır. Ve bunlardan, adında "sol" yazan tek parti DSP, birinci partidir. DSP'nin sağ parti olduğunu öne sürmek, insafsızlıktır. DSP'nin solculuğu kimilerini tatmin etmeyebilir, donmuş Marksist kafayla uyuşmayabilir, ancak DSP dünya ve Türkiye gerçekleri ışığında solu temsil eden en büyük partidir. Ecevit gibi kendini kanıtlamış bir önderlikle, DSP - MHP ortaklığının muhtemel riskleri de en aza inecektir.
2- Deniliyor ki, MHP'nin iktidar deneyimi yoktur. Bu da doğru değil. MHP'nin iktidar deneyimi vardır. Hem de hatalarla ve acılarla dolu iktidar deneyimi vardır. O deneyimlerden ders almış bir MHP, sağın yeni umudu olabilir. Deniliyor ki, MHP'nin ılımlı görüntüsüne bakmayın, iktidara gelince sertleşir. Bu yargıda insafsız değil mi? MHP'yi peşin peşin mahkum etmeye kimsenin hakkı var mı?
Kaldı ki Devlet Bahçeli seçimlerden sonra da güven verici tutumunu sürdürmektedir. Partisini, 12 Eylül depreminden çıkarıp toparlayabilen, iç çatışmaları aşabilen, geçmişin hatalarından sıyrılabilen, barajın altından iktidara yükselebilen bir Bahçeli'nin, MHP'yi iktidarda da tavanıyla ve tabanıyla "aklı başında" bir parti yapacağına inanıyorum. Zaten aksi felaket olur. MHP'nin, aklı başından giden Refah'ın başına gelenlerden ders almaması düşünülemez.
Güneydoğu sorununun üzerine cesaretle gidebilecek tek iktidar da DSP - MHP koalisyonudur. İki parti, seçimlerde ciddi varlık gösteremedikleri bu bölgeyi yatırıma boğmak zorundadırlar. Küserek, iterek değil kucaklayarak. Bu kararlılığı da ancak bu iki partinin gösterebileceği bugünkü yelpazenin ortaya koyduğu bir gerçektir.
MHP'nin iktidara gelmesiyle, Türkiye'nin kılıcı çekip savaşa gireceğini düşünmek de yanlıştır. Aksine, DSP - MHP koalisyonu, kişilikli ve kararlı bir dış politikayla Türkiye'yi yeniden bölgesel güç haline getirecektir. Avrupa'ya yalvaran değil, Avrupa ile dengeli bir pazarlığa hazır bir bölgesel güç...
Çok şey Bahçeli'nin elinde...



Yazara E-Posta: h.bila@milliyet.com.tr