Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, kapatılan Refah Partisi’nin (RP) “kayıp trilyon” davası nedeniyle yargılanması gerektiğine karar verdi.
Karar tartışılıyor.
Eğer Adalet Bakanı, “kanun lehine bozma” yoluna giderse, Yargıtay konuyu kesin hükme bağlayacak. Yargıtay kararıyla tartışmalar da sona erecek. Cumhurbaşkanı Gül’ün yargılanmasıyla ilgili olarak iki konuyu birbirinden ayırmak gerekiyor. Birincisi “kayıp trilyon” davası, diğeri ise Cumhurbaşkanı’nın yargılanıp yargılanamayacağı...

Gül ve kayıp trilyon
1- “Kayıp trilyon” davası RP’nin kapatılması nedeniyle Hazine’den aldığı yardımın harcanmamış bölümünün iadesi nedeniyle ortaya çıkmıştı. Yapılan incelemeler sonucunda RP’nin Hazine’den aldığı yardımın yaklaşık 1 trilyon kadarıyla ilgili harcama belgeleri geçerli sayılmamıştı. Bu para RP’den talep edildi.
Dava sonucunda, RP lideri Necmettin Erbakan mahkûm oldu. Ancak, aynı davada genel başkan yardımcısı olarak görev yapan isimlerin hepsi beraat ettiler.
Aynı dönemde RP’nin dış ilişkilerden sorumlu olan Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül ise milletvekili olduğu için yargılanamadı. Dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye başvurdu, ancak dokunulmazlığı kaldırılmadı. Kaldırılmış olsaydı Gül de yargılanacak ve diğer genel başkan yardımcıları gibi beraat edecekti. Akçalı konular Gül’ün genel başkan yardımcılığı göreviyle ilgili değildi. Harcama veya gelir evraklarında Gül’ün imzası da yoktu.
2- Gündeme getirilen ikinci konu, Gül’ün Devlet Bakanı olduğu dönemde gerçekleşen bir harcama nedeniyle yargılanması ve harcanan tutarı geri ödemesi gerektiğine ilişkin mahkeme kararıdır. Bu karar, Gül’ün Devlet Bakanı olduğu dönemde ilgili kurum olan Kalkınma Bankası’nın temsil-ağırlama ödeneğinden Gül’ün yabancı bir heyete verdiği yemeğin ve personelin yediği yemeğin parasını ödemesiyle ilgilidir. Mahkeme bu yemeği resmi heyet yemeği olarak değerlendirmedi, özel olarak kabul etti. Gül, Kalkınma Bankası’nın ödediği parayı faiziyle birlikte cebinden ödedi.
3- Gül, akçalı konularda titiz bir siyasetçi olarak tanınır. Söz konusu heyet yemeğinin Kalkınma Bankası’ndan ödenip ödenmeyeceği konusundaki yorumun bürokratlarca isabetli yapıldığı mahkeme kararıyla ortaya çıkmış oldu. Tanıdığım kadarıyla bunun sorun olacağını bilse parayı Kalkınma Bankası’na ödetmezdi. Gül, siyasette akçalı konuların ne gibi sorunlara yol açabileceğini bilen ve özel harcamalarıyla devlet harcamalarını özenle ayırmaya çalışan bir politikacıydı. Nitekim Dışişleri Bakanı veya Cumhurbaşkanı olarak gittiği tatillerde kaldığı yerlerin parasını cebinden ödedi.

Yargılanmayı istiyor
4- Gül, yargılanmaktan endişe duymadığını açıkladı. Çünkü bu konu Dışişleri Bakanlığı döneminden beri Gül’ü takip ediyor. Yargılanıp diğer genel başkan yardımcıları gibi beraat etmesi Gül’ü rahatlatacak en kesin yol. Bu bakımdan yargılanmayı istediğini biliyorum. Bu konuları daha önce de kendisiyle konuşmuş ve yazmıştım.

Endişesi
5- Gül’ün “Cumhurbaşkanlığı makamı açısından endişe ediyorum” sözlerine ise açıklık getirmek gerekiyor. Bu konuda Çankaya Köşkü’nde yaptığım yoklama şunu gösteriyor: Gül, Cumhurbaşkanı’nın yargılama yolunun açılması halinde, bu yolun siyaset yolu, istismar aracı yapılmasından endişe ediyor. Sadece kendi dönemiyle ilgili olarak değil sonraki cumhurbaşkanları için de aynı endişeyi taşıyor.

Cumhurbaşkanının yargılanması
6- Cumhurbaşkanının yargılanıp yargılanamayacağı açısından yapılan tartışmaya gelince... Anayasa’nın 105. maddesi cumhurbaşkanına sorumsuzluk veriyor, ancak dokunulmazlık vermiyor. 105. maddenin son fıkrası cumhurbaşkanının sadece vatana hıyanetten, TBMM üye tam sayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlanabileceğini hükme bağlıyor.
Madde gerekçesinde ise, “Devlet Başkanı’nın görevi sırasında TBMM önünde vatan hainliği dışında (madde 115) herhangi bir sorumluluğu yoktur” açıklaması yer alıyor.
Görevinden önce ve göreviyle ilgili olmayan konularda bir düzenleme bulunmuyor.
“Yargılanması gerekir” görüşü de buradan kaynaklanıyor. Eğer anayasa yapıcı, Cumhurbaşkanı’nın göreviyle ilgili olmayan suçlardan dolayı yargılanmasını öngörmüşse konu Yargıtay’ın kararıyla açıklığa kavuşacak. Düzenleme yapmamış olmasına rağmen sorumsuzluğu, dokunulmazlık gibi öngörmüşse, o zaman Anayasa’da bu konunun daha açık bir biçimde düzenlenmesi gerekiyor.