Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Erbil’deki “Kürt Ulusal Konferansı”na hazırlık toplantısına Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den 39 parti ve gruptan 100’ü aşkın Kürt temsilcisi katıldı.
Türkiye’den BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün de hazır bulunduğu toplantıya, KCK’dan Sabri Ok, Zeki Şangali ve Rohani Serhat da katıldılar. Toplantıya Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani başkanlık etti. Toplantıda bir ay içinde Kürt Ulusal Konferansı’nın toplanması kararlaştırıldı.
Kürt Ulusal Konferansı, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’daki Kürtlerin birleşmelerini ve birlikte hareket etmelerini amaçlıyor. Bu konferans da daha öncekiler gibi Türkiye’de yürütülen sürecin bir parçası. Konferansların toplanması Abdullah Öcalan’ın süreçle ilgili talepleri arasındaydı.
Dört ülkeden temsilcilerin katılımıyla toplanacak olan konferans, yine Öcalan’ın “demokratik konfederalizm” olarak ifade ettiği yapının oluşturulması için çalışmalar yapacak. KCK (Kürt veya Kürdistan Topluluklar Birliği) dört parçadan gelen temsilcilerin birlikte çalışacakları çatı örgüt işlevi görmesi için Öcalan’ın projesi olarak görülmüştü. Bu çatı altında siyasi organların yanı sıra PKK, PJAK ve PYD de silahlı güç olarak yer alıyor.

Kürt konfederasyonu
Kürt Ulusal Konferansı’yla hızlanacak olan siyasi inşa süreci sonunda hedeflenen, dört ülkedeki Kürtleri kapsamak üzere “de facto konfederasyon”a ulaşmak. Konfederasyon’un dört parça için alacağı kararlar, bu parçalardan gelen temsilciler, siyasi partiler veya gruplar tarafından o ülkede hayata geçirilmeye çalışılacak. Türkiye’de, İran’da, Irak’ta ve Suriye’deki “özerk yapılar” birlikte hareket ederek, fiilen tek bir konfederal devlet gibi davranacaklar.
Öcalan’ın bu projesi dört parça ve bu parçalarda yaşayan Kürtlerin, ileride tek ulus olarak bağımsız devlete ulaşmaları açısından en önemli altyapıyı oluşturacak.

Suriye ayağı
Projenin son günlerde öne çıkan yönü Suriye’deki çatışmalar oldu. PYD, Kuzey Suriye’de Kuzey Irak gibi bir yönetim oluşturmaya ve bu bölgede egemenliğini pekiştirmeye çalışıyor. Kuzey Irak’tan sonra ikinci parça olarak Kuzey Suriye’de bu yapının kurulması Kongre Gel’in 9. Genel Kurul kararları arasında yer alıyor.
“Tutum Belgesi” olarak adlandırılan bu kararların Kuzey Suriye ile ilgili maddesi şöyle:
“Rojava’da üçüncü çizgi olma temelinde şimdiye kadar sürdürülen siyasetin daha da geliştirilerek geçici seçim yönetiminin ilan edilmesi ve bunun bir Kürt mahalli idaresini inşa düzeyine ulaştırılması...”
Zaman zaman aralarında hakimiyet rekabeti olsa da KCK/PKK ve Barzani, bütün güçleriyle Kuzey Suriye’de Kürt egemenliğini yerleştirmeye gayret gösteriyorlar.

Türkiye ayağı
Projenin Türkiye ayağı da çok büyük önem taşıyor. Ankara’yla müzakere sürecini yürüten Öcalan ve Kandil, çatışmasızlık ortamının ve kendi belirledikleri ölçüde sınır dışına çıkma aşamasından sonra hükümetten 2. aşamanın başlatılmasını bekliyorlar.
Bu beklentinin özünü yeni anayasada Güneydoğu’ya özerklik verilmesi oluşturuyor. Kongre Gel’in 9. Genel kurul toplantısından sonra yayımlanan bildiride bu beklenti şöyle ifade ediliyor: “Türkiye devleti ve hükümetinin de 2. aşamada üzerine düşen görevleri aynı hassasiyet ve sorumlulukla yerine getirmesi gerektiği belirtilmiştir. 2. aşamada anayasada Kürt halkının doğal ve demokratik haklarının yer alması gerektiği belirtilmiş, anayasanın demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan’ı açık bir ifadeyle ortaya koyması gerektiği de vurgulanmıştır.” KCK/PKK Türkiye ve Suriye’deki amacını tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta ortaya koyarak kediye “kedi” dedi. Ankara ise elini henüz tam olarak göstermiş değil.