Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

PKK’nın yola çıkarken belirlediği hedeflerden çok da uzaklaşmadığı Kongre-Gel’in son toplantısında aldığı kararlarla bir kez daha anlaşıldı. Kongre-Gel, KCK’nın yönetimini değiştirirken sadece Türkiye ile ilgili kararlar almadı.
PKK’nın kuruluşundaki tezine uygun olarak “dört parça”yla ilgili kararlar da aldı. Türkiye, Irak, Suriye ve İran’daki parçalardaki Kürtlerin birleşmesi amacını bir kez daha ilan etti. Bu yönde Kuzey Suriye’deki (PKK-PYD) yapısının güçlendirilmesi hedefini vurguladı.

Müşterek karargâh
Kandil’i sadece PKK’nın Türkiye’deki faaliyetlerini yöneten “karargâh” olarak görmek yanlış olur. Kandil, bir çeşit “müşterek karargâh” gibi çalışıyor. Sadece Türkiye’de değil Suriye, Irak ve İran “cepheleri”ni de yönetiyor.
PKK’nın “dört parça ve dört cephe” tezi açısından bakıldığında fotoğrafın bütünü şöyle özetlenebilir:
1- Önceliği Suriye’ye veren Kandil, Kuzey Suriye’de özerk Kürt devletini ilan etmeye hazırlanıyor. Parçalardan birinde devlet yapısı oluşturmaya gayret ediyor. Dün El-Nusra örgütüyle girdiği çatışma sonrasında Ceylanpınar’ın karşısındaki karakolları ele geçirdi. Suriye sınırında TSK’nın karşısında PKK-PYD var. (Bu arada Türkiye tarafına gelen kurşunlardan bir gencimiz hayatını kaybetti, TSK da ateşe karşılık verildiğini açıkladı)
2- Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ise bu parçada bağımsızlığa yakın bir konumda. Uzun süre bu yapının ve ABD’nin koruması altında (özellikle 2003’te ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra) güçlenen PKK, bazen Barzani’yle liderlik mücadelesi hesabı da yaparak, faaliyetlerini sürdürüyor.
3- PKK, İran cephesinde çatışmıyor. PJAK ya bir anlaşma ya da İran’ın operasyonları nedeniyle durmuş durumda. Belki dört cephede birden aynı anda silahlı faaliyette bulunmayı ve çatışmayı akıllıca bulmuyor.
4- Türkiye’de ise Öcalan üzerinden hükümetle müzakere yürütüyor. Bunu yaparken bölgede “paralel devlet” oluşumuna ilişkin faaliyetlerini sürdürüyor. Çatışmasızlık ortamında bu faaliyetini sürdürdüğü gibi silahlı güçlerini de hem hazır tutuyor hem -çekilme sürecine rağmen- düzenli birlikler şeklinde göstermeyi ihmal etmiyor. Bölge sorumlusu, silahlı grubu ve BDP milletvekilleriyle birlikte törenlere katılıyor, nutuk atıyor; bir başka silahlı grup yol kesiyor, kimlik kontrolü yapıyor, polis mezuniyet töreni düzenliyor, şantiye basıyor, adam kaçırıyor vs.

Hükümete baskı
Kandil, müşterek karargâh olarak dört ülkede faaliyetleri yönetirken, Türkiye cephesinde üç koldan hükümete baskı yapıyor.
Cemil Bayık, Duran Kalkan ve BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, farklı vesile ve farklı söylemlerle hükümeti ikinci aşama için adım atmaya çağırdılar. PKK’nın, hükümetle Öcalan’ın anlaştığı gibi üzerine düşeni yaptığını, sıranın hükümette olduğunu açıkladılar. Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a seslenirken, “PKK’nın silahlı güçleri kara kaşınız kara gözünüz için çekilmiyorlar” diyerek, hükümetin adım atmasını istedi. Duran Kalkan, Cizre’deki “mezuniyet töreni”nden sonra yol kesip kimlik soran PKK asayiş birimleri için “normaldir” dedi ve “Süreç ilerlerse Kürtlerin de polisleri, asayişi de, savunma kuvvetleri de olacak” diye ekledi.
Fotoğrafın bütününe bakıldığında dün itibarıyla görünen manzara böyleydi.