Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ekonomik ve buna dayalı ideolojik siyaset sanki l983 seçimleri öncesinde Turgut Özal'la Necdet Calp arasındaki "sattırırım - sattırmam" tartışmasına takıldı kaldı gibi...
Siyaset ve siyasi partiler sosyo - ekonomik zeminden çok, sosyo - psikolojik zemine basar hale geldi.
Refah'ın "adil düzen"inden bu yana tartışılan bir parti programı yok.
Refah'ın, asıl siyaset temeli olan "din" ortak paydasına, ekonomik eksenli somut vaat programıyla yeni destek halkaları eklemeyi başardığı 1995 seçimlerinde görüldü.
Ancak sonraki süreçte maddi temel yerine, asıl olan manevi temel ön plana çıkınca, yeni halkaların bağı zayıfladı veya koptu.
Ekonomik kaynaklı siyasi ayrışımın belirleyici olmaktan yavaş yavaş çıkmasıyla doğan boşluğu, düşünceden çok inanca, sınıftan çok üstyapı özelliklerine dayalı siyaset doldurmaya başladı.
Etnik kimlik...
Dinsel, mezhepsel kimlik...
Yerel kimlik, siyasette eskiye göre çok daha belirgin hale geldi.
Liderlerin zaman zaman ellerinde salladıkları programlardan çok, yarattıkları duygusal imaj ve simgeler, siyasi farklılaşma gibi sunulmaya başladı.
28 Şubat'la noktalanan iktidar sürecinin ekonomiden çok rejime dönük kaygı ve beklentileri öne çıkarması da seçim kampanyalarını ekonomik esasa dayalı maddi zeminlerden uzaklaştırdı.
Cumhuriyet...
Din...
Laiklik...
Atatürk...
Dürüstlük...
Eskiye göre çok daha fazla seçim meydanlarına iner oldu.
Yasaklı lider...
Mağdur lider...
İtilmiş - kakılmış lider...
İmajıyla siyaset iyice duygusallaştırıldı.
Siyaset ve siyasi partiler bu faktörler etrafında çalışır hale geldi.
Üstyapı unsurlarıyla merkeze doğru koşuşturma, Fazilet ve HADEP dışında farklılaşmayı bir hayli zorlaştırdı.
Seçmen ve seçim iyice duygusallaştı...


Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr