Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


NEW YORK


       Başbakan Ecevit'in gezisinin ikinci ayağı olan New York'ta BM Genel Sekreteri Kofi Annan'la, "sürpriz" bir görüşme yapması, akla hemen şu soruyu getirdi:
       - Acaba ABD Başkanı Clinton, Ecevit'e Annan'la görüşmesi telkininde ve tavsiyesinde bulundu mu?
       Bu sorumuza, hem Dışişleri Bakanı İsmail Cem, hem de BM nezdindeki Büyükelçimiz Volkan Vural "hayır" yanıtını veriyorlar.
       Büyükelçi Vural, 1.5 ay önce Başbakan'ın gezisi kesinleşince, Annan'a kendisinin başvurduğunu belirtiyor ve şöyle diyor:
       - Sayın Ecevit'le tanışıp konuşmak istiyordunuz. Eğer arzu ederseniz Sayın Ecevit'e iletebilirim, diye söyledim. Onlar da iki gün önce bana görüşmek istediklerini bildirdiler.
       Vural, Annan'ın görüşme isteğinin Ecevit - Clinton görüşmesinden önce mi, sonra mı iletildiği şeklindeki soruya da, aynı yanıtı veriyor.
       G - 8'lerin Kıbrıs için koşulsuz masaya oturulması önerileri, BM Genel Sekreteri'nin bu amaçla harekete geçmesi, Clinton'ın "74 öncesine dönülemez" sözlerinden sonra. Ecevit - Annan görüşmesinin, "zamanlaması" yine de dikkat çekici.
       Beyaz Saray'ın böyle bir görüşmeyi istediği ve gerçekleşmesinden memnun olduğu söylenebilir. Ecevit - Clinton görüşmesinden sonra Kıbrıs konusunda bir "kıpırdanma" olduğu açık...
       * * *
       BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Ecevit'e ne söyledi?
       Dışişleri üst düzey yetkilileri ile yaptığımız sohbetten, Annan'ın, "ısrarcı" ve "baskıcı" bir üslup kullanmadan Ecevit'ten, Denktaş'ın masaya oturması için ağırlığını kullanmasını istediğini öğreniyoruz.
       Dışişleri, Annan'ın bu talebini, her zaman dile getirilen, "klasik - rutin" bir söylem olarak değerlendiriyor.
       Annan, Kıbrıs konusunda Ecevit'e, "Sizin değerlendirmenizi öğrenmek istiyorum. Bana ne tavsiye edersiniz?" diye soruyor.
       Başbakan Ecevit, "KKTC'nin eşit statüde" görülmesi gerektiğini yineledikten sonra şu yanıtı veriyor:
       - Aslında Kıbrıs Türkleri, Anayasa'nın dışına itildikleri 1964 yılından bu yana bağımsız yaşıyorlar. 1974 yılından bu yana da adada kan dökülmüyor. Bu nedenle bir araya gelmeleri, bir arada yaşamaları zordur. Bence, acele etmeyin. Böyle bir gelişme için altyapının çok iyi oluşturulması gerekir.
       Görüşmeye katılan Dışişleri mensuplarımız ise Kosova ve Bosna - Hersek olaylarını anımsatarak, Ecevit'in tavsiyesini dünya örnekleriyle güçlendiriyorlar.
       * * *
       ANNAN'ın, Ecevit'in tavsiyesine uyarak işi zamana yayması, ısınan Türkiye - Yunanistan ilişkilerini olumsuz etkilemez mi?
       Dışişleri üst düzey yetkilileri, "etkilemez" yanıtını veriyorlar. Ve ekliyorlar:
       - Yunan Dışişleri Bakanı Papandreu, 3 Ekim'de İstanbul'a gelecek. İstanbul Üniversitesi açılışında İsmail Cem'le birlikte hazır olacak ve bir konuşma yapacak. Biz, Türk - Yunan ilişkilerini ayrı ele almak eğilimindeyiz.
       Dışişleri yetkilileri Ecevit'in ziyaretini değerlendirirken, ABD ve BM'nin Türkiye'nin Kıbrıs'taki, "hassasiyetlerini" daha iyi anlamaya başladıkları görüşündeler.
       Başbakan Ecevit de, ABD'deki son gecesinde Kıbrıs konusunda, "görüşmeleriniz nasıl geçti?" sorusuna, "Bizim açımızdan çok olumlu" yanıtını veriyor.
       Sonuç olarak Ecevit, ABD gezisinin New York ayağından da "memnun" görünüyor.




Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr