Başbakan Ecevit'le sosyal güvenlik reformunu konuşma olanağı bulduk.
Başbakan, bakanlardan oluşan komisyonun çalışmalarını tamamladığını, konunun perşembe günü saat 17.00'de Ekonomik ve Sosyal Konsey'de ele alınacağını, cuma günü de Bakanlar Kurulu'na geleceğini söyledi.
Reformun öngördüğü sistem, halen çalışmakta olanlar açısından bir kayba neden olacak mı?
Çalışanların en fazla yönelttikleri bu soruyu Başbakan'a ilettik.
Yanıtı, çalışanları rahatlatıcı yönde oldu:
- Bir kayba neden olmayacak. Kazanılmış haklar korunacak. Bu amaçla da yeni düzenleme kademeli bir geçişi öngörüyor. Bu geçiş süreci, çalışanların kazanılmış haklarının korunması için düşünüldü.
Başbakan kazanılmış haklar konusunda güvence veriyor.
* * *
BAŞBAKAN'dan sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'la da konuştuk.
Okuyan'ın vurguladığı nokta, sosyal güvenlik reformuyla Türkiye'nin beş kara delikten birini kapatma yolunda çok önemli bir adım atmış olacağıydı.
Okuyan'ın hesabına göre reform yürürlüğe girdikten sonra Türkiye bu alandaki açığını azaltmaya başlıyor ve "sosyal güvenlik kara deliği" ancak 2020 yılında kapanabiliyor.
Okuyan'ın verdiği bilgiye göre "kara delik" 20 milyar dolar düzeyinde.
Türkiye bu açığı kapatamazsa emekli maaşı ödeyemez duruma düşecek.
Reformun amacı günü değil geleceği kurtarmak.
Sosyal güvenlik reformunun yıllara göre sağlayacağı tasarruf tutarları milyar dolar cinsinden şöyle:
2000.....0.6
2001.....1.4
2002.....2.3
2003.....3.3
2004.....4.0
2005.....5.0
2010.....9.7
2020....20.7
Birden fazla iyileştirici faktör devreye sokulduğu halde Türkiye sıfır noktasına 20 yıl sonra gelebiliyor. Sistem değiştirilmezse artıya geçmesi ise 2040 yılını buluyor.
Durum gösteriyor ki, Türkiye kara deliklerini kapatmak için artık "boş sözü" bırakıp uygulamaya geçmek zorunda.
21. yüzyılın ilk yarısını borç kapatmakla geçireceğimiz gerçeği düşünülürse, "yeni yüzyıl edebiyatı"nın yerini gerçekçi uygulamaların alması gerektiği daha iyi anlaşılıyor.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr
