NE diyor küskünler?
- Demokratikleşelim...
- Hay hay! Elbette!
- Buyrun demokratikleşelim. Nasıl yapalım?
- Ne demek nasıl yapalım? Türk Ceza Ysasası'nın 312. maddesi hala dursun mu? Ayıp olmuyor mu Avrupa'ya karşı yani?
- Öyle mi oluyor?
- Tabii. Ayıp ayıp. 21. yüzyıla giriyoruz daha bir 312'yi kaldıramadık. Yakışmıyor. Kaldıralım demokratikleşelim.
- Yani şimdi 312'yi kaldırınca demokratikleşiyor muyuz? İş tamam mı?
- Efendim, tamam değil tabii... Ama önemli adımdır.
- Siz buna mı küsmüştünüz?
- Herhalde yani. Başka neye küseceğiz. Sen 312'yi kaldırmadan gel seçime git! Olacak iş mi? Dünya alem gülmez mi? İçimiz sızım sızım sızlıyor; 312'yi kaldırmadan biz nasıl seçime gideceğiz diye. Bu halkın yüzüne nasıl bakacağız diye günlerdir gözümüze uyku girmiyor.
- Bu 312 hastalığına ne zaman tutuldunuz?
- Yahu şu listeler açıklanır açıklanmaz ağır bir 312 yapıştı bize. Çin gribi solda sıfır kalır. O gün bugündür 312 hapşırıyoruz.
- Geçmiş olsun.
- Bırak geçmiş olsunu. Sadece 312 mi? Şu DGM'lere bakın hele. DGM'ler bu haldeyken insan nasıl seçime gider ki? Hiç mi vicdanı sızlamaz?
- Ne olmuş DGM'lere?
- Daha ne olsun? Sen kalk, asker asker DGM'de üye ol. Dünyanın neresinde var bu? Üniformayla gel yargıçlık yap. Karar al. Sonra dünyaya rezil olalım? Olmaz kardeşim! DGM'lerde asker üye oldukça bu Meclis seçime gitmez! Yediremez onuruna bunu yani. Yasama organı dediğinin de bir onuru var. Biz şimdi DGM'lerden asker üyeleri çıkarmadan nasıl seçime gidelim, elinizi vicdanınıza koyun.
- Hayda... Demek demokratikleşme için bir de DGM'leri halletmek lazım ha?
- Öyle topal ördek işi olmaz tabii. Demokratikleşti mi, tam demokratikleşmek lazım. Biz boşuna mı küstük?
- 312 ve DGM... Tamam mı demokratikleşme?
- Olur mu kardeşim. İki küçük kanunla demokratikleşme mi olur?
- Peki başka ne lazım?
- Kör müsün birader? Hoca ne olacak Hoca? 21. yüzyılın eşiğinde oluyor mu yani Hoca'ya yasak? Yakışıyor mu?
- Nasıl yani?
- Nasılı mı var? Sen adamı yasakla, bağımsız aday da yapma? Partisini de kapat...
- Eee...
- Eee'si şu: Bu yasakçı zihniyet devam ettikçe, bu Meclis'i değil seçime - aha buraya çiziyorum - şuradan şuraya götürümezsiniz!
- Peki ne yaparsınız?
- Kaldırırız arkadaş, biz bu yasağı! Küstük bir kere!
- Nasıl?
- Nasıl olursa öyle. Artık FP'ye mi gireriz, yoksa DTP'ye mi, bilmem. Olmazsa DEPAR'a gireriz be. Gül gibi parti.
- Ayıp olmaz mı?
- Niye olsun. ANAP'a girdik de ne oldu? DYP'ye girdik de ne faydasını gördük? Sanki listeye mi koydular? Sanki listeye koydular da biz demokratikleşme mi istedik?
- Peki koysalardı?
- Demokratik olurdu tabii...
- O zaman?
- O zaman biz de küsmezdik, demokratikleşme sorunu da kalmazdı.
"Demokratikleşme" isteyen adama ne denir?
Elbette!
Maksat seçim olmasın!..
Yazara E-Posta: f.bila@milliyet.com.tr
