Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Emeklilik bir sosyal güvenlik kurumudur.
Bizde ise "güvensizlik" kurumu.
Mantığında, insanın kendini yeniden üretmesi yatar.
Tıpkı diğer üretim araçları gibi.
Bir makinenin kendini yeniden üretebilmesi için ürettiğinden ayrılan pay gibi.
Makinenin ürettiği değerden bir kısmı, bir kenara "amortisman" olarak ayrılır ki, makine üretim yeteneğini kaybettiğinde yerine yenisi konulabilsin.
Kendini yeniden üretebilsin.
Emeklilik de böyle düşünülebilir.
İnsanın aktif üretim sürecindeyken ürettiği değerin bir kısmı "sigorta primi" olarak ayrılır ki, üretim yeteneğini kaybettiği zaman yaşamını sürdürebilsin. Tıpkı makinenin kendini yenilemesi gibi...
Makro düzeyde bakarsanız, aktif üretim faktörlerinin yarattığı milli gelirin yeterli kısmının daha önceki üretimlerinin bir payı ve karşılığı olarak bu süreçten çekilmişlere ayrılmasıdır. Emeğin amortismanının sağlanmasıdır.
"Sosyal devlet" dediğiniz budur.
* * *
AMA Türkiye'deki sistem böyle işlemiyor.
Emekli olan kendini güvencede hissetmiyor.
Emeklilik bir çeşit "ceza", bir çeşit "mahkumiyet" olarak görülüyor.
En önemli tartışma konusu emeklilik yaşı.
Türkiye "genç emekliler cenneti" olmakla eleştiriliyor.
38 yaşında emeklilik hakkı tanınması dünyada şaşkınlık yaratıyor.
Acaba çalışan insanlar genç yaşta emekli olmak istiyorlar mı?
Özel konumdakiler hariç kimsenin emekli olmaya niyetli olmadığı ortada.
Oy versinler diye erken emeklilik hakkı verdiğiniz insanlar "sürünmek" kaygısıyla emekliliğe direniyorlar.
Nitekim, gerek kamuda, gerek özel sektörde "re'sen emeklilik" uygulamasının en yaygın olduğu ülkelerin başında Türkiye'nin gelmesi de bunu kanıtlıyor.
Nedeni basit...
Emekli maaşı "çocuk harçlığı" düzeyinde.
Maaş ve ekmek kuyrukları emeklilerin.
Sağlık hizmetleri ölümü teşvik eder düzeyde.
Sistem, Türkiye'de "genç emekli işsizler" ordusu yaratmış durumda.
Şanslı olanlar ikinci çalışma yaşamıyla ayakta kalabiliyor.
Reformu yaşla - başla oynayarak değil, sosyal güvenlik anlayışını değiştirerek yapmak gerekiyor.
Yoksa insanı, ha 40 yaşında sürünmeye terk etmişsiniz, ha 60 yaşında...
Ne fark eder?
Ona ayırdığınızı başkasına yedirdikten sonra...



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr