Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fikret BİLA

RP lideri Erbakan, Anayasa Mahkemesi'ndeki kapatmayla ilgili sözlü savunmasının bir provasını gazetecilerin önünde yaptı. Hoca, bir zamanlar, "bir kısım medya" diye nitelendirdikleri de dahil olmak üzere, gazetelerin yönetici ve yazarlarına verdiği öğle yemeğinde, "esas hakkındaki savunmasını" yaptı.
Hoca, konuşmasına başlarken, "Birtakım dönemlerden geçtik. Şimdi, Türk basınının hepsini bir bütün olarak bağrımıza basıyoruz" diyerek, "bir kısım medya" mensuplarına barış elini uzattı.
Erbakan, RP'nin kapatılmasının hukuken mümkün olmadığını savunduktan sonra, "kapatılırsa ne olur?" diye sordu ve yanıtladı:
- RP kapatılamaz. Kapatılması hiçbir şey ifade etmez. Ertesi gün yenisi kurulur. RP'ye gidecek bir tek oy, başka yere gitmez. RP kapatılırsa, Türkiye için bir kara leke olur. Biz Anayasa Mahkemesi üyelerinin hukuk bilgilerine, kimseden etkilenmeyeceklerine ve vatanseverliklerine güveniyoruz.
Erbakan Hoca, RP'nin kapatılmasının bir anlam ifade etmeyeceğini sık sık vurguladığı savunmasını, Başsavcı'nın iddianamesine karşı üç temel noktaya oturttu:
1- İSNAT YOK: İddianamede, bir isnat yok. Suçumuzun ne olduğunu bilmiyoruz. İddianamede Anayasa'nın 69. maddesinin 68. maddeye yaptığı yollama esas alınmış. Oysa, suç kanunla tarif edilir. Anayasa maddesiyle suç tarif edilmez. Dolayısıyla, davanın daha başlangıçta usul açısından reddedilmesi gerekir.
2- ODAK YOK: Mevcut hukukumuzda bir partinin kapatılabilmesi için siyasi partilere yasaklanan faaliyetlere aykırı bir odak haline gelmesi gerekir. Hukukumuz bu anlamda odak kavramını Alman hukukundan almıştır. Odağın ne olduğu, açıkça tarif edilmiştir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 103. maddesi odağı tarif etmiş. Ayrıca, laikliğe aykırı faaliyet suç değil. 163. madde kaldırılmış durumda. Partinin kapatılmayı gerektirecek bir odak haline geldiği iddiasında bulunabilmek için; bir parti üyesinin tabii hakim huzurunda yargılanmış ve hüküm giymiş olması gerekir. Bu da yetmez. Başsavcı'nın bu üyenin partiden atılması için başvurmuş olması gerekir. Bu da yetmez. Partinin bu üyeyi atmamakta direnmesi gerekir. Bu da yetmez. Partinin yetkili organlarının bu üyenin faaliyetlerini onayladığına dair karar alması gerekir. Oysa, Refah Partisi'nin böyle bir üyesi yok. Nitekim, Sayın Başsavcı, bu gerekçeyle daha önce bu davayı açamayacağını defalarca beyan etmiş, ancak nasıl olmuşsa, açmak zorunda kalmıştır.
3- ULUSLARARASI HUKUK: Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, Helsinki Senedi'ne, Paris Şartı'na imza atmış bir ülkedir. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü kabul etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi, fikir özgürlüğünü, 11. maddesi örgütlenme özgürlüğünü düzenler. 10. madde, başkasına hakaret ve cinayete teşvik etmek dışında fikir özgürlüğünün serbestliğini kabul etmiştir. 11. madde ise, terörist eylemlere tevessül etmedikçe, örgütlenmeyi serbest bırakmıştır. Uluslararası antlaşmalar usulüne göre yapıldıkça, iç hukukumuzun bir parçasıdır. Ve Anayasa'ya aykırılıkları öne sürülemez. Uluslararası anlaşmalarla çelişen kanunlar varsa, uluslararası hukuk uygulanır. Bu koşullar altında, Refah Partisi'nin düşünce ve örgütlenme özgürlüğü anlamında yasalara, Anayasa'ya ve uluslararası hukuka aykırı bir faaliyeti yoktur.
Hoca'nın savunmasının özü, bu üç maddede toplanıyor. Hoca ayrıca, siyasi açıdan da RP'yi kapatmanın kolay olmayacağını ima ediyor:
- Refah dediğiniz, bugün Türkiye'nin üçte biridir. Yaptığımız her anket, oylarımızın en az yüzde 33 düzeyinde olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin üçte birinin savunduğu, görüşlerini benimsediği bir partiyi kapatmanız nasıl mümkün olur? Daha düne kadar, Cumhurbaşkanlığı'na bu partinin bir üyesi vekalet ediyordu. Halk, Refah Partisi'nin ne olduğunu biliyor. Refah Partisi, 4 milyon 150 bin üyesiyle dünyanın en büyük partisidir. Artık, 50 yıldır Batı'da parti kapatılmıyor.
Hoca, kapatılma iddiasının Refah Partisi'ne ulaşmasının dahi mümkün olmadığını belirterek, "Arada 22 tane Magino hattı var. İddianın bize ulaşması için bunların aşılması gerekir" diyerek, esas hakkındaki savunmanın 22 maddesinin de çürütülemeyeceğini vurguluyor.
Hoca, davayı önce, "kamu vicdanı"nda kazanmaya çalışıyor.

Yazara Email F.Bila@milliyet.com.tr