Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Erdoğan'a AKP'nin aldığı sonucu tek cümleyle "nasıl yorumladığını" soruyorum.Şöyle diyor: "AKP'nin seçim zaferi bir milli irade refleksinin sonucudur.""Örneğin" diyorum, "Neye karşı bir refleks?""Örneğin" dedikten sonra hemen yanı başındaki Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü göstererek, "Abdullah Bey'e yapılanlara karşı gösterilen milli irade refleksidir. Örneklerden biri bu."Başbakan'ın, "refleks" sözcüğünü özenle seçtiği anlaşılıyor.Bu sözcük bir süre önce, "milli refleks" gösterilmesine ilişkin taleplere bir yanıt gibi duruyor.Erdoğan'a "Yeni dönemde ilk icraatınız ne olacak?" diye yönelttiğim ikinci soruya ise şu yanıtı alıyorum:"Hele bir dur bakalım. Şimdi arkadaşlarla oturup durumu değerlendireceğiz. Yapılacaklara birlikte karar vereceğiz."Gündemdeki en önemli sorunlardan birinin cumhurbaşkanlığı olduğunu anımsatarak, bu konudaki düşüncesini sorduğumda ise, "Dediğim gibi, ne yapacağımıza arkadaşlarla birlikte karar vereceğiz. Oturup bir değerlendirelim, sonra uygulamaya geçeriz" karşılığını veriyor.Sohbetimize AKP'nin aldığı yüzde 47 civarındaki oyun beklentisine uygun olup olmadığı sorusuyla devam ediyoruz."Doğrusu" diyor Başbakan Erdoğan, "Bir ara bu oranı yakalayıp yakalayamayacağımızdan emin değildim. Bazı anketler ortaya çıkınca yüzde 45'ler gibi düşünmüştüm ama sonradan bu oranı yakalayabileceğimize olan inancım arttı."Başbakan Erdoğan, rahmetli Özal'ın yüzde 45'lik oranı anımsattığımızda ise şu yorumu yapıyor:"İktidardayken dönemin sonunda oyunu bizim kadar artıran bir başka örnek yok benim bildiğim kadarıyla. AKP'nin yakaladığı başarı ilk kez diye düşünüyorum."Başbakan Erdoğan, seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve diğer yakın kurmaylarıyla değerlendirmeye çekiliyor... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la seçim zaferini balkondan partililerle paylaştıktan sonra AKP Genel Merkezi'nde makam odasına doğru yürüyoruz. Sandıkların yüzde 95'inin açıldığı saat 22.00 sularında MHP lideri Devlet Bahçeli'yle makam odasında birlikteyiz...Bahçeli, MHP'nin aldığı yüzde 15 civarındaki oydan memnun. Partisinin oylarının iki katına çıkmış olmasını başarı olarak görüyor ve halkın MHP'ye önemli bir muhalefet görevi verdiğini söylüyor.Bahçeli'nin memnuniyetinde bir burukluk da var. MHP lideri, AKP'nin oyunun bu kadar nasıl artırabildiğini anlayamadığını belirtiyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:"AKP'nin bu kadar hata, bu kadar yanlışına rağmen oylarını bu kadar artırması hayret edilecek bir durum. Nasıl oluyor, anlamakta zorluk çekiyorum. Çünkü gerçekten birçok önemli hata ve yanlış yaptılar. Halkın bunu anlamamış olması hayret edilecek bir şey."Bahçeli, "Siz bu artışı nelere bağlıyorsunuz?" soruma ise şu karşılığı veriyor:"Sanıyorum, son olaylar üzerine izledikleri mağduriyet politikası etkili oldu. Halk arasında bunun propagandasını yaptılar. İşte Müslüman bir cumhurbaşkanı seçtirmediler diye propaganda yaptılar. Bunun üzerinden etkili olmaya çalıştılar. Keza belediyeler üzerinden halka yardım paketleri, kömür dağıttılar, bu yolla çok sayıda seçmene ulaştılar. Bu da doğru bir politika değildi ama sanıyorum etkili oldu." Bahçeli'ye TBMM'de oluşan yeni tabloyu soruyorum. MHP lideri, önce AKP'yi değerlendiriyor:"Umarım Sayın Erdoğan ve AKP yönetimi geçen döneme göre daha uzlaşmacı, daha olgun davranırlar. Türkiye'nin çok önemli sorunları var. Milli nitelikte sorunları var. Bunlara yaklaşımları çok önemlidir. Keza cumhurbaşkanlığı seçimine de uzlaşmacı ve olgun bir yaklaşım göstermeleri gerekir." Bahçeli'yle sohbet AKP Genel Merkezi, seçim zaferlerini kutluyordu. Başbakan Erdoğan'a yapılan tezahürata Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e, "Cumhurbaşkanı Gül" temposu eşlik etti. MHP'de buruk bir sevinç vardı. CHP ve DP ise seçimde umduğunu bulamadı. CHP Genel Merkezi sessizdi. DP de seçimden hayal kırıklığıyla çıktı. Genel Başkan Mehmet Ağar, başarısızlığın sorumluluğunu üstlendi ve kendine yakışan bir karar alarak istifa etti... fbila@milliyet.com.tr CHP ve DP