Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Arkadaşımız Belma Akçura’yı kutlarım. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar eski Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile yaptığı söyleşiyi üç gündür Milliyet’te okuyorsunuz. Belma, Saçan ile yaptığı bu söyleşiyle Ergenekon soruşturmasının geçmişine ilişkin önemli bilgileri kamuoyuna sunmuş oldu.
Bu söyleşiden öğrendik ki Ergenekon ile ilgili ilk soruşturma 2001 yılında açılmış ancak bir şekilde kapatılmış.
Adil Serdar Saçan’ın girişimiyle halen İstanbul Başsavcısı olan Aykut Cengiz Engin’in soruşturmayı başlattığı ve Cumhuriyet Savcısı Muzaffer Yalçın’ı görevlendirdiğini öğreniyoruz. Ancak bu soruşturmanın İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nde kaldığı da ortaya çıkıyor. 

Saçan’ın saptaması
Belma Akçura’nın sorularını yanıtlayan Adil Serdar Saçan, Ergenekon örgütlenmesiyle ilgili olarak önemli bir saptama yapıyor.
Saçan, Susurluk olayında organizasyonun polis kanadının deşifre olduğu ve çökertildiğini belirtirken, askeri kanadının bu soruşturmanın kapatılması nedeniyle tasfiye edilemediğini söylüyor.
Saçan şöyle diyor:
“Susurluk’un polis kanadı vardı, çökertildi. Asker kanadı da var. Böyle bir olay, cinayet var, kan var, intikam var, uyuşturucu var, kadın var, her şey var. Onu çözemediler.”
Bu sözlerden anlaşılıyor ki eski Emniyet Şube Müdürü ilk soruşturma kapatılmamış olsaydı bu organizasyonun çok daha önceden tasfiye edilebileceği düşüncesinde.
Eğer Adil Serdar Saçan’ın saptamaları yerindeyse 2001 yılında bu soruşturmayı kapatanların sorumluluğu da söz konusu olmalı.
2001 yılında kapatılan soruşturma 2007 yılında yeniden yürütüldü ve dava açıldı. İddianamenin Saçan’ın saptamalarına uyan bölümleri çok önemli. Örneğin Danıştay saldırısı, Cumhuriyet’e atılan bombalar ve suikast planları gibi. Eğer bu olaylarla Ergenekon organizasyonu arasında bağlantı olduğu mahkeme tarafından da sabit görülürse çok önemli bir sonuca varılmış olur.
Ancak Adil Serdar Saçan’ın da altını çizdiği gibi, Ergenekon soruşturmasının bu olaylarla ilgisi bulunmayan alanlara genişletilmesi bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Adil Serdar Saçan da bu hususu şöyle dile getiriyor:
“Ben Ergenekon olayında bu yapının çökertilmesine karşı değilim. Ama bunu kullanmak suretiyle hükümete muhalif olanları da bu kazanın içerisine tıktılar.”
Saçan’ın bu gözlemi de soruşturmanın asıl hedefiyle sınırlı kalması bakımından önem taşıyor. 

MİT’in bilgilendirme tarihi
Başsavcı Engin ve eski Şube Müdürü Saçan’ın 2001’deki girişimlerinin yanı sıra MİT’in de Ergenekon ile ilgili istihbaratı 2003 yılında Genelkurmay Başkanı ve Başbakan’a ilettiği biliniyor. MİT kendine ulaşan bir ihbar mektubu ve içindeki CD’de yer alan Ergenekon ile ilgili iddiaları 2003 yılında Başbakanlık’a ve Genelkurmay’a ilettiği halde 4-5 yıl boyunca herhangi bir işlem yapılmaması da dikkat çekici.
Ergenekon davasında mahkemenin konuyu asıl mecrasına oturtması birçok gerçeği ortaya çıkaracaktır.