Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dr. Michael P. Ghiglieri, “Erkeğin Karanlık Yüzü” adını verdiği kitabında hayatta kalma ve türünü devam ettirme sürecini biyolojik gerçeklerle açıklar.
Hayatta kalmanın ve soyunu devam ettirmenin yöntemlerinden birinin de “paydaşlı güçlülük” olduğunu örnekleriyle aktarır. Şempanzelerden örnek verirken, erkek akrabaların nasıl birlikte hareket ettiklerini, bu davranış biçimiyle hayatta kalmayı ve üreme şanslarını nasıl artırdıklarını anlatır.
Bu yöntemi insanların da uyguladıklarını aktarırken, bir Arap deyişinden söz eder:

Arapların sözü
“Ben kardeşime karşı gelirim. Kardeşim ve ben kuzenlerime karşı geliriz. Kardeşim, ben ve kuzenlerim akrabamız olmayanlara karşı geliriz. Kardeşim, ben, kuzenlerim ve arkadaşlarım köydeki düşmanlarımıza karşı geliriz. Hepimiz tüm köyle birlikte komşu köye karşı geliriz.” (Phoenix Yayınevi, s. 257)
Dr. Ghiglieri, Arapların bu sözünün “paydaşlı güçlülüğü” çok iyi izah ettiğini vurgular.
Araplar, “doğal dayanışma ve paydaşlı güçlülüğü” çok iyi ifade etmişler.
Ama yaşama geçirmişler mi, diye sorarsanız, “İlk çemberde kalmışlar, en fazla ikinci çembere geçmişler” diyebiliriz:
“Ben kardeşime karşı gelirim. Kardeşim ve ben kuzenlerimize karşı geliriz.”
Arapların bu iki aşamada “başarılı” oldukları kesin...
Kardeş kardeşe, iki kardeş kuzenlere karşı, o kadar...

Arapların derdi Filistin mi?
Şimdi Gazze’de yaşanan katliam karşısında Arapların davranışlarına bakalım:
Ortada bir “paydaşlı güçlülük” hali var mı?
Yok.
İsrail’i durduracak, Hamas’ı kontrol altına alacak, Ortadoğu’da barışı kurup koruyacak bir güç birliği söz konusu mu?
O da yok...
Gazze’de yaşanan dramdan sonra doğru dürüst ses çıkaran Arap ülkesi oldu mu?
Yok.
Türkiye’nin gösterdiği tepkiyi gösteren var mı?
O da yok...
Filistin, Arap ülkelerinin öncelik mi sorunu mu, diye sorarsanız...
Ona “evet” demek mümkün değil...
Filistin sorunu 40 yıldır sürüyor ve Arap ülkeleri işin peşini çoktan bırakmış durumdalar.
Her biri kendi derdinde. Öncelikleri “krallık”larını sürdürmek, iktidarı kaybetmemek...
Bu bağlamda tehdit olarak gördükleri İsrail değil.
Son yıllarda tehdit olarak Şiileri görüyorlar. İran’ın desteğinde Irak’ta Şiilerin güçlenmesi. Tedbirlerini buna karşı alıyorlar.
Şii olmadığı halde İran’ın ve Suriye’nin desteklediği Hamas’ın İsrail tarafından vurulmasına, gerçekten karşılar mı değiller mi, o bile tam olarak belli olmuyor.
Araplar arası ilişkiler gerçekten de arapsaçı gibi...
Kim, kiminle, kime karşı?
Anlamak zor...

Erdoğan’ın girişimi
İşte Başbakan Erdoğan böyle bir ortamda Ortadoğu turuna çıktı. Suriye ve Ürdün’e gitti. Mısır ve Suudi Arabistan’a da gidecek.
İlk hedef, İsrail saldırılarını durdurmak, kalıcı bir ateşkes sağlamak ve arabuluculuk yaptığı süreci yeniden işler hale getirmek.
Tabii, bunun için önce Arap ülkeleri arasında bir ortak zemin kurulması gerekiyor. Erdoğan, bunu yapmaya çalışacak.
Umarız başarılı olur, yeni yılda Gazze’de daha fazla çocuk ölmez...