Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yarın Arnavutluk ve Makedonya'yı ziyaret edecek.
Kosova olayından sonra bölgeye devlet başkanı düzeyinde yapılan ilk ziyaret.
Demirel'in ziyareti, tarihin miras bıraktığı bir sorumluluğun gereği olarak görülüyor.
Mesaj, bizzat ziyaretin kendisinde saklı.
Cumhurbaşkanı'nın ziyaretiyle Türkiye, Miloşeviç'in "etnik nasyonalizm"inden kaynak bulan vahşetine karşı, aktif biçimde bir "karşı duruş" sergilemiş olacak.
Demirel, ziyaretiyle, Türkiye'nin Balkanlar'da Arnavutluk, Makedonya ve Kosova'nın arkasında, etnik temizliğin karşısında yer aldığını vurgulayacak.
* * *
BAZI Batılı kaynaklar, Türkiye'nin Kosova sorununda durduğu yeri biraz da "aba altından sopa" göstererek eleştiriyorlar.
Yaklaşımları şu:
"Bugün Kosova için Belgrad'ın karşısına dikilen Batı, yarın Kürt sorunu nedeniyle Ankara'nın da karşısına dikilebilir. Türkiye'ye, Kosova konusunda aldığı tutum hatırlatılabilir."
Bu mantığa göre Ankara'nın Belgrad'ın, PKK'nın da Kosova'nın arkasında olması gerekir.
Oysa durum tam tersinedir.
Bunun nedeni de, Ankara'nın Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana hiçbir zaman "etnik nasyonalizm" destekçisi ve uygulayıcısı olmamasıdır. Aksine bu, PKK'nın terör yoluyla izlediği politikadır.
Türkiye'nin kuruluşunda etnik temel yoktur. Cumhuriyet'ten bu yana geçirdiği süreçte de...
Bu açıdan bakıldığında da, Ankara'nın Kosova olayında durduğu cephe doğrudur.
Cumhuriyet'ten bu yana geçirdiği süreçte, Türkiye'nin demografik ve coğrafik yapısında etnik ayrışım değil, aksine kaynaşım hakim olmuştur.
Eski Yugoslavya ise etnik ve coğrafik sınırları belli, altı ayrı cumhuriyet ve iki eyaletin oluşturduğu federasyon biçiminde yapılanmıştır.
Bu koşullarda eski Yugoslavya ile Türkiye'yi benzeştirmeye, Kosova ile Güneydoğu arasında köprü kurmaya çalışmak, elmayla armutu toplamaya çabalamaktan öte bir anlam taşımaz...



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr