Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Başbakan Bülent Ecevit'in yeni yılın ilk günü, Or - An'daki "kütüphane ev"inde gazetecilerle düzenlediği sohbet toplatısındayız.
Başbakan yeni yıla sigarayı bırakmış olarak giriyor. "Yeniden devam eder miyim diye endişe ediyorum ama bu ana kadar kararıma uydum. Sigarayı bıraktığım için boğazımda oluşan gıcık dışında bir sorunum yok" diye ekliyor.
Başbakan Ecevit ve eşi Rahşan Hanım, yılbaşı gecesini TRT - 2'de dünyaca ünlü İrlandalı "River Dance" grubunun dans gösterilerini izyelerek ve birikmiş dosyaları okuyarak geçirmişler.

Başbakan Ecevit, nisan ayında yapılacak DSP Kurultayı'yla bağlantı kurularak, "çekilecek, bırakacak" türü haberler ile, Türkan Sabancı ve bazı yazarların dile getirdiği "bıraksın, çekilsin" gibi demeç ve yorumlarına ne diyor? Başbakan gazetecilerin bu sorusunu şöyle yanıtlıyor:
"Nisan ayıyla ilgili herhangi bir senaryom yok. Düşünmedim. Bir sağlık sorunum da yok. Allah izin verdiği sürece devam ederim. Çünkü yapmak istediğim daha çok iş var. O nedenle ayrılmaya hazırlanıyor değilim, aksine yapmak isteyip de yapamadıklarımı gerçekleştirmek istiyorum."

Ecevit, gülerek şunu da ekliyor:
"Bazı kimseler herhalde beni kovalamak istiyorlar ama dediğim gibi benim daha yapacak çok işim var. Örneğin köy - kent girişimlerimizin sonuçlarını mayısta almaya başlayacağız. Mesudiye'de başlatığımız projede çok hızlı bir ilerleme var. Oraya gidip köy - kent projesinin sonuçlarını görmek istiyorum."
Peki Başbakan'ın çekilmesini kimler, niye istiyor? Örneğin izlenen ekonomi politikasından rahatsızlık duyanlar olabilir mi?
"Tabii, olabilir" diyor Ecevit ve devam ediyor:
"Bizden rahatsızlık duyan çıkar çevreleri var. İzlediğimiz ekonomik politika nedeniyle çıkarları zarar görenler var. Faiz lobisi var, enflasyon lobisi var. Onlar gitmemizi istiyor olabilirler."

Avrupa Birliği bağlamında yeniden tartışma konusu yapılan Kürtçe TV konusunda, Başbakan Ecevit ne düşünüyor?
"Türkiye'nin jeopolitik konumu bazı özel koşular taşıyor" diye söze başlıyor Ecevit ve şöyle diyor:
"Dil ve televizyon konusu bölücü akımın simgeleri haline getirildi. Bu konulara bir tür gösterge gibi bakılıyor. Bu da ayrı bir güçlük doğuruyor."
Peki bu güçlükler aşılabilir mi?
"Aşılamaz demiyorum ama sözünü ettiğim etkenleri de dikkate alarak adım atmak gerekir" karşılığını veriyor Başbakan Ecevit.

Konuyu Milli Güvenlik Kurulu'na getirerek devam ediyor:
"Avrupa MGK'yı diline dolamış. Oysa Türkiye'nin durumu, koşulları öyle bir kurulu gerekli kılıyor. Ayrıca dayatma hali de yok. Asker ve siviller bir araya geliyor ve sonuçta MGK şöyle olsun, böyle olsun gibi öneriler yapıyor. Bunda da bir dayatma yok. Avrupa'ya kendimizi daha iyi anlatmamız gerektiği anlaşılıyor."

Bayram ve yeni yıl tatili bugün bitiyor. Hükümetin gündeminde önümüzdeki günlerde ne olacak?
Başbakan Ecevit, bu soruya tereddütsüz "ekonomi" yanıtını veriyor ve hükümetin gündemini açıyor:
"Tatil sona erdi. Bir iki gün içinde eğer Sayın Bahçeli ve Sayın Yılmaz'ın da programları uygunsa ekonomi yöneticilerinin de katılacağı bir liderler zirvesi toplamayı düşünüyorum. Ağır bir krizden hayli başarılı sayılabilecek şekilde çıktık. Bundan sonra neler yapılması gerektiğini konuşmamız lazım. Ekonominin nabzını sürekli tutarak bu krizi aşabildik. Bunu sürdürmemiz gerekiyor. O nedenle öncelikle ekonomiyi ve bankacılık konularını ele alacağız. Finans sektörünü ele alacağız. Sonra duyarlı sektörler var. Gemicilik, tekstil gibi. O sektörlerin sorunlarını ele alacağız. Dış ticaret açığı büyüdü. Bunu azaltmak için dışsatımı artırmamız lazım, o konudaki teşvik önlemlerini el alacağız. Özelleştirmeyi hızlandırmamız lazım. Özelleştirme sorunlarını el alacağız. Özelleştirme uygulaması iyi yapılamadı. Öreğin Et - Balık mandıralarının özelleştirilmesi. Hem köylü hem iş dünyası şikayetçi. Özelleştirme işsizleştirme gibi uygulanınca, öyle algılanınca işçi çevrelerinin de büyük tepkisine neden oldu. Bu nedenle özelleştirmede hem zihinleri hem uygulamayı değiştirmek gerekiyor."

Başbakan, ekonomi alanında bir "toplumsal uzlaşma"ya da gereksinim olduğunu söylüyor:
"Önce işçi ve işveren kuruluşlarının bir araya gelmesi lazım. Bunu ben de istemiştim. Başladılar ama birkaç toplantı sonra ayrıldılar. Yeniden bir araya gelmeleri lazım. Önümüzdeki kamu toplu iş sözleşmeleri için de bu gerekli.
Kabinede bir değişilik düşünülüyor mu?
Ecevit, hükümetin DSP kanadı için böyle bir düşüncesi olmadığını söylüyor.
Gündemde ceza reformunun da bulunduğunu anımsatan Ecevit, bugün, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ve Devlet Bakanı Faruk Bal'ın bir araya gelerek hem cezaevlerindeki uygulamaları hem de ceza hukuku çalışmalarını ele alacaklarını kaydediyor.
Başbakan Ecevit, sözü "2001'in en önemli konusu ekonomi" olacak diye bağlıyor.
Yılın ilk gününde 2001'den çok umutlu görünüyor.

Ecevit, bu soruya "olağanüstü bir sorun çıkmazsa" diyerek yanıt vermeye başlıyor: "Hükümet programının kararlılıkla uygulanmasını bekliyorum. Bu sayede ekonomik güçlüklerin aşılacağını tahmin ediyorum. Çok ağır bir ekonomik kriz yaşadık ama üç koalisyon ortağı arasında sürtüşme çıkmadı. Popülizm eğilimi olmadı. Olsaydı felaket olurdu. O açıdan umutluyum. Kamuoyu çok duyarlı. Ankara'da bir kasıt gütmeden bir kelime söylüyoruz, bakıyorsunuz bir saat sonra borsa allak bullak olmuş. Duyarlılık çok yüksek."

Ecevit, gündemdeki konulardan birinin de memur maaşları arasındaki dengesizlik olduğunu belirterek şu bilgiyi veriyor: "Memurların hem kendi aralarında, hem de sendikalı işçilerle memurlar arasında adaletsiz sayıbilecek aylık dengesizlikler var. Meclis'ten yetki aldık. Bu dengesizlikleri kaynaklarımızın el verdiği ölçüde giderilmesi için bir çalışma yapıyoruz. Tabii bu sorunların hepsini bir defa da çözmek zor. Kaynak sorunu. Kaynak bularak bu dengesizlikleri mümkün olduğu kadar gidermeye çalışacağız."

Bu tür düzenlemeler IMF'ye verilen niyet mektubuyla çelişir mi?
"Kaynak bulursak çelişmez" diyor Başbakan Ecevit:
"Kaynak bulmadan yapsak ve IMF buna göz yumsa bile, bir süre sonra bu uygulamalar geri teper. Onun için kaynak bularak yapacağız."
Başbakan Ecevit, liderler zirvesinde, kamu bankalarının durumunu da ele alacaklarını belirtiyor.