Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Meclis’in en çalışkan üyelerinden biri. TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu üyesi olarak da çok titiz bir çalışma yürüttü.
Gök, Uludere’de bazıları çocuk yaşta olan 34 vatandaşımızın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan vahim olayı araştırdı. Ulaştığı bilgi, belge ve sonuçları Alt Komisyon’un hazırladığı rapora şerh olarak koydu. Gök, Alt Komisyon’un raporuna katılmadığı gibi, bu raporun Uludere olayını örtmeye yönelik olarak hazırlandığı iddiasını da dillendirdi.

Komisyon raporu
Gök, katılmadığı ve şerh koyduğu Alt Komisyon raporunun, olayı izah etmek ve sorumluları ortaya çıkarmaktan çok olaydan sonra yapılanları özetleyen bir metin olduğunu, bu nedenle hazırladığı şerhle olayın aydınlatılmasına çalıştığını vurguluyor.
Gök’e göre Alt Komisyon raporunun vardığı sonuçlar şöyle:
1- Uludere’de yaşamını yitirenlerin ailelerine yardım yapıldı.
2- 28 aileye maaş bağlandı.
3- İki köye su götürüldü, kanalizasyon sistemi kuruldu, okul yapıldı.
4- Sınır güvenliği için özel bir yapı kurulması talep edildi.
5- Dağlık bölgeler için elektronik sistemler önerildi.
6- Uludere’de sınır kapısı açılması istendi.
Gök, bu sonucun olayı izah etmediğini, yapılanları ve yapılması istenenleri sıraladığını vurgulayarak, gündeme önemli iddialar getiriyor.

Bahoz Erdal iddiası
Gök’ün saptamasına göre kaçakçı grubun bombalanmasının asıl nedenini bu grupta Bahoz Erdal kod adıyla bilinen PKK’nın lider kadrosunun Suriyeli üyesi olan Fehman Hüseyin’in bulunduğu istihbaratı oluşturuyor.
Gök, şerhinde, Şırnak’ta yerel yöneticiler ve komutanlarla yaptığı görüşmelerde böyle bir istihbarat alındığı için uçakların gönderildiğinin teyit edildiğini vurguluyor.
Hava harekatının bu amaçla yapıldığına ilişkin duyumlar, olaydan hemen sonra da kulislere yansımış ve basında da haber olarak yer almıştı.

Genelkurmay ve MİT
Gök’ün, muhalefet şerhi niteliğindeki raporunda, Genelkurmay’ın ve MİT’in gönderdiği yanıtlar arasındaki çelişkiye de dikkat çekiliyor.
Genelkurmay Başkanlığı, gönderdiği yazıda, “Olay öncesi alınan istihbaratın tamamı milli kaynaklardan (devletin ilgili kurumlarından) alınmıştır” deniliyor.
MİT’in gönderdiği yazıda ise ısrarla, “söz konusu olaya ilişkin olarak 28.12.2011 tarihinde intikal etmiş bir bilgi bulunmamaktadır” vurgusu yapılıyor. MİT’e olaydan sonra, ertesi gün saat 09.35 itibarıyla genel mahiyette bilgi ulaştığı belirtiliyor.
MİT ayrıca grupta Fehman Hüseyin’in bulunduğuna ilişkin bir istihbaratları olmadığını da vurguluyor.
MİT, bununla da yetinmiyor, söz konusu tarihte sınırdan bir kaçakçı grubunun geçeceğine ilişkin bilgileri de olmadığını söylüyor.
Bu durumda nereden ve nasıl bir istihbarat alındığı konusu aydınlığa kavuşmuyor.
Gök, Heron görüntüleriyle ilgili olarak Meclis’e gönderilen raporun tahrif edildiğini, köylülerle karşılaşmamak için yaralılara yardıma gidilmediğini de iddia ediyor.
Gök’ün Uludere Alt Komisyonu Raporu’na koyduğu muhalefet şerhindeki saptamalar ve iddiaların her birinin ayrı ayrı yanıtlanması, olayın aydınlanması açısından büyük önem taşıyor.