Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Kayseri'de bütün siyasi partilerin il başkanlıklarını ziyaret edip izlenim yazıyordum. Sıra Refah Partisi'ne gelmişti.İl Başkanlığı, Milliyet'in "nabız" ziyaretine çok önem vermiş ve çok iyi hazırlanmıştı. Salondaki masanın dört tarafı dolmuş, insanlar ayakta kalmışlardı. Ben izlenim almak için sorular yöneltmeye başladığımda, bilgisi, üslubu, analiziyle genç biri dikkatimi çekmişti.Kim olduğunu sorduğumda, yanındakiler "Doç. Dr. Abdullah Gül" diye tanıştırmışlardı. İslam Kalkınma Bankası'ndan gelmiş ve siyasete girmeye karar vermişti. Kayseri İl Başkanlığı'nda gözlediğim performansı, siyasette hızla yükseleceğinin işaretiydi.Nitekim öyle de oldu.Ankara'da 16 yıl boyunca gazeteci-siyasetçi ilişkimiz, farklı görüşlere sahip olduğumuz zamanlarda da hep karşılıklı güven anlayışı içinde düzeyli biçimde devam etti. Abdullah Gül'le tanışıklığımız siyasete girdiği 1991 yılına kadar gider. Milliyet'in her seçim öncesinde yaptığı, 1991 seçimlerinde düzenlediği "nabız yoklamaları"nda benim görev bölgem Kayseri, Tokat ve Sivas'tı... Abdullah Gül, milletvekili, bakan, başbakan olduktan sonra bugün cumhurbaşkanı adayı...Gül'le dünkü görüşmemizde Kayseri'deki ilk günleri anımsadıktan sonra, gündeme girdik.Abdullah Gül'e, "14 Nisan mitingi"ni anımsatarak, kamuoyunda beliren kaygılar-kuşkular hakkında ne düşündüğünü sordum. Yanıtı şu oldu:"Ben milletime şunu söylemek istiyorum: Bana güvenin. Mahcup etmem. Ben cumhurbaşkanlığının nasıl bir sorumluluk gerektirdiğinin bilincindeyim. Cumhuriyete, Anayasa'da yazılı laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerine -son günlerin deyimiyle- özde bağlı biriyim. Beni tanıyorsunuz. Benim en büyük hedefim, Büyük Atatürk'ün gösterdiği gibi ülkemi, milletimi muasır medeniyetin üzerine çıkarmak, bu yolda var gücümle çalışmak. Türkiye'yi dünyayla bütünleştirmek." "Özde bağlıyım" Gül, siyasi yaşamı boyunca hep kendini karşısındakilerin yerine koyarak, yine son dönemlerin deyimiyle ifade etmek gerekirse, "empati yaparak" çalıştığını belirtti ve 14 Nisan mitingi için şu yorumu yaptı:"Ben kendimi o mitinge katılan insanlarımızın yerine koyarak düşündüm. Onları anlamaya çalıştım. Eğer bir kaygıları, bir kuşkuları, bir korkuları varsa benim görevim bu endişeleri ortadan kaldırmaktır. Eğer cumhurbaşkanı seçilirsem görev anlayışım bu olacaktır. Hangi fikirden olursa olsun bütün vatandaşlarımın cumhurbaşkanı olarak görev yapmaya çalışacağım. Bu sorumlulukla hareket edeceğim." "Empati yapıyorum" Gül, Çankaya'da bütün partilere "eşit mesafede, tarafsız" olacağını vurguladıktan sonra, seçilirse nasıl çalışacağına ilişkin olarak da şöyle konuştu:"Eğer, Meclis beni bu göreve seçerse, sadece Başbakan'la değil, muhalefet liderleriyle de düzenli olarak görüşmeyi düşünüyorum. Ülke sorunları hakkında onların da görüşlerini almak istiyorum. Böyle çalışmayı planlıyorum." "Muhalefetle de görüşeceğim" Abdullah Gül, "nasıl bir Türkiye" hedeflediğine ilişkin sorumu ise şöyle yanıtladı:"Dünyayla bütünleşmiş, refah düzeyi yüksek, ekonomisi, demokrasisi, askeri güçlü bir Türkiye hedefliyorum. Böyle bir Türkiye, dünyada parlayan yıldız olacaktır. Bu hedefe ulaşmak için herkesin yardımını istiyorum, cumhurbaşkanı seçilirsem de isteyeceğim." fbila@milliyet.com.tr "Güçlü Türkiye"