Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eski Genelkurmay Başkanı, emekli Orgeneral Hilmi Özkök Çankaya Köşkü’nde öğle yemeğinde buluştular. Kamuoyunda ilgi uyandıran ve iki saati aşan bu yemekte neler konuşuldu, hangi konular ele alındı?
Çankaya’ya yakın çevrelerden aldığımız bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasına Hilmi Özkök’le yaptığım ve 3 Temmuz 2008 günlü Milliyet’te yer alan mülakata atıfta bulunarak, “Fikret Bila’ya verdiğiniz mülakatı okudum. Görüşlerinize her zaman değer verdiğimi bilirsiniz” diye başlamış.

Gül’ün uyarıları
Cumhurbaşkanı Gül, bu girişten sonra, yükselen siyasi tansiyonun düşürülmesi ve gerginliğin giderilmesi için yaptığı temaslar ve verdiği mesajları anımsatarak devam etmiş. Liderlerle temasları hakkında bilgi aktarmış, tartışmaların “adap, usul” içinde olmasına dair uyarılarını, Özkök’ün de ifade ettiği gerginliğin giderilmesi amacıyla yaptığını vurgulamış.

‘Sertlikten uzak durulmalı’
Cumhurbaşkanı Gül’ün, son dönemde yaşanan gelişmeler ve giderek sertleşen tartışmaların toplumda huzursuzluk yarattığına değindiğini de söyleyebiliriz. Gül, bu konudaki düşüncesini ifade ederken, toplumda herkesin ve her kesimin “sertlikten, keskinlikten ve kutuplaşmaktan” kaçınması gerektiği üzerinde durduğu gelen bilgiler arasında.
Özkök’ün de Cumhurbaşkanı Gül’e, halkın sert ve keskin üsluptan hoşlanmadığını, yaptığı temas ve gözlemlerden bu sonuca vardığını ilettiği de kaydedildi. 

Özkök: ‘Birinci elden bilgilendirin’
Eski Genelkurmay Başkanı, emekli Org. Özkök’ün Cumhurbaşkanı Gül’e, sert ve gergin tartışmalar, yaşanan gelişmeler karşısında halkın endişe duyduğunu belirterek, bu endişenin giderilmesi yönünde, “Sizin bu konuda önemli işlev görebileceğinizi düşünüyorum” dediğini aktarabiliriz.
Hilmi Paşa’nın, “halkın birinci elden bilgilendirilmeye ihtiyacı olduğunu” vurgulayarak, yine Cumhurbaşkanı Gül’e, “Bunu en iyi siz yapabilirsiniz, bu ihtiyacı karşılayabilirsiniz diye düşünüyorum” dediği öğrenildi. Özkök’ün yine, yaptığımız mülakatta da üstünde durduğu gibi toplumda saygın yere sahip olan, politik beklentisi bulunmayan “akil adamlar”ın da toplumun rahatlaması, gerginliklerin giderilmesi konusunda katkıları olabileceğine işaret ettiğini de söyleyebiliriz. Hilmi Paşa’nın “bu konumdaki insanların daha yüksek sesle görüşlerini ifade etmeleri ve toplumdaki gerilimi azaltmalarında” fayda gördüğünü Cumhurbaşkanı Gül’e aktardığı da yemekten yansıyan bir başka önemli bilgi.

‘AB standartlarının önemi’
Gül-Özkök görüşmesinde önemli yer tutan konulardan biri de AB süreci. Gül ve Özkök’ün AB standartlarının, Türkiye’nin sorunlarına yaklaşımda esas alınması yönünde görüş birliği içinde olduklarını da aktarabilirim.
Bu görüş birliğinin son gelişmeler, davalar, soruşturmalar, gözaltına alınma yöntemleri açısından da geçerli olduğunu söyleyebilirim. Örneğin Hilmi Paşa’nın mealen aktardığım şu değerlendirmesi bunu doğruluyor:
“AB süreci Türkiye için çok önemli. Tüm enerjimizi AB sürecine vermeliyiz. AB’nin ilkeleri, kuralları, standartları, uygulamaları Türkiye’nin sorunları için de çok önemli ölçüler oluşturuyor. Bu bakımdan Türkiye’nin AB sürecinin devamına yoğunlaşması çok yararlı olur, enerjimizi bu sürecin devamına harcamalıyız.”

Ergenekon soruşturması
Cumhurbaşkanı Gül ve Hilmi Paşa, Ergenekon soruşturmasını da konuştular. Hilmi Paşa, görüşmeden sonra meslektaşlarımıza, “Ufuk turu yaparken Ergenekon konusuna da detayına girmeden değindik” demekle yetindi.
Hilmi Paşa’nın Ergenekon soruşturması çerçevesinde gündeme gelen ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerdeki konulara ilişkin görüşlerini tekrarladığını tahmin etmek zor değil.

Görüş birliği
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Gül ve eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün, yaşanan son gelişmeler karşısında toplumdaki gerginliğin hızla düşürülmesi, arabanın duvara çarpmaması için herkesin elinden geleni yapması konusunda görüş birliği içinde oldukları anlaşılıyor.
Ayrıca, açıkça söylemeseler de demokrasi ve laiklikten AKP’nin kapatılması davasına, Ergenekon soruşturmasından gözaltına alınma biçimi ve yargılanmadan geçirilen tutukluluk süresine kadar birçok sorunun çözülmesinde AB standartlarının da gözetilmesi konusunda anlayış birliği içinde oldukları söylenebilir.