Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Susurluk davasının en önemli aktörü olan İbrahim Şahin, Ergenekon soruşturmasında da sahneye çıktı. Şahin, tutuklandı.
Şahin’in evinde ele geçirilen kroki üzerine Gölbaşı’nda yapılan kazılarda silahlar ortaya çıktı. Kazılar aralıklı olarak sürüyor.
Önce İbrahim Şahin’in kim olduğunu hatırlayalım.

Susurluk hükümlüsü

İbrahim Şahin, emniyet teşkilatında Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili’ydi. Susurluk davasında yargılandı. 6 yıl hapis cezası aldı. Ancak geçirdiği bir trafik kazası sonrasında hafıza kaybına uğradığı yolunda rapor aldı.
6 ay civarında cezaevinde kaldıktan sonra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından sağlık sorunları nedeniyle affedildi.
Şahin, “hafıza kaybına uğradığı” gerekçesiyle, sonuçta, serbest kaldı.

Hafıza geri geldi mi?

İbrahim Şahin, Ergenekon soruşturması nedeniyle gözaltına alındı ve tutuklandı. Polise verdiği ifade basına yansıdı.
Eğer doğruysa, bu haberlere göre Şahin, 3 ay kadar önce devletin kendisine görev teklif ettiğini, yeni oluşturulan güvenlik müsteşarlığına getirileceğinin kendisine iki general tarafından söylendiğini ve bu nedenle hazırlık çalışmaları yaptığını söylemişti. Evinde çıkan krokinin de bu krokiye göre bulunan silahların da kendisine ait olmadığını ifadesinde belirtmişti.
Bu durumda şu soru akla geliyor:
İbrahim Şahin’in hafızası yerinde mi, değil mi? Eğer hafıza kaybı devam ediyorsa, söyledikleri dikkate alınacak mı? Hafızasını kazandıysa, ne zaman kazandı? Yoksa hiç kaybetmedi mi?
Şahin hafızasını hiç kaybetmediyse, “hafıza kaybı raporu” nasıl verildi ve Adli Tıp tarafından nasıl teyit edildi?

Müsteşar adaylığı

Şahin’in ifadeleri hiç de hafıza kaybına uğramış birinin ifadelerine benzemiyor. “Silahlar benim olsa Elmadağ’a gömerdim, orada daha ıssız yerler var” diyecek kadar muhakeme yürütebiliyor.
Yeni oluşturulacak olan güvenlik müsteşarlığının farkında. O makama atanma sözü aldığını da söylüyor. Devletin, deneyimlerinden yararlanmak istediğini ve kendisinden 300 görevli saptamasını istediğini belirtiyor.
Buraya kadar bir hafıza ve muhakeme sorunu gözükmüyor.
Güvenlik müsteşarlığına atanma meselesine gelince. Genelkurmay Başkanlığı, Şahin’in bu ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Şahin’in de bu atamanın mümkün olmayacağını bilmesi gerekiyordu.
6 yıl hapis cezası almış, kamu hizmetinden men edilmiş birinin devlet memuru olamayacağı açık. Hele müsteşarlık gibi asli nitelikle devlet memuriyetine atanması ihtimal dahilinde değil.
Bu görevi beklemesini hafıza kaybına mı vereceğiz, yoksa sağlık sorunu olmadığı düşüncesine mi?

Hafıza oyunu

Devletin bütün eylem ve işlemlerinin hukuka uygun olması gerekir. Yargı denetimine açıktır. Devleti diğer organizasyonlardan ayıran da budur. Hukuk içinde hareket etmek zorundadır. Bu savaş hali için de terörle mücadele hali için de geçerlidir.
Devlet, “devletin yüksek menfaatleri” diyerek hukuk dışına çıkamaz. Bu durum, “hafıza oyunları”yla geçiştirilemez.
Geçiştirildiği içindir ki, Susurluk’tan Ergenekon’a bu işlerin içinde olanlar aynı “iş”lere devam etmekte beis görmemişlerdir.
Dışarıda veya devletin içinde yuvalanmış bütün çeteler açığa çıkarılıp yargıya teslim edilmelidir. Ancak bu yapılırken de hukukun dışına çıkılmamalı, fırsat bu fırsat düşüncesiyle ve siyasi hesaplarla hareket edilmemelidir.