Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Ergenekon iddianamesiyle ilgili olarak genel bilgiler verdi. İddianamenin çerçevesini çizdi, ancak henüz mahkeme iddianameyi kabul etmediği için detaylara giremedi.
Başsavcı Engin’in verdiği bilgilere bakarak şu sonuçlara varabiliriz:
1- Başsavcı Engin, darbe günlüklerinin iddianamede yer almadığını açıkladı. Ayrıca, 1 Temmuz’da yapılan gözaltıların (emekli komutanlar Şener Eruygur ve Hurşit Tolon dahil), darbe günlükleriyle ilgili olmadığını belirtti. Buradan çıkan sonuç, Ergenekon iddianamesinin mahkemeye sunulan bölümünde darbe günlüklerinin olmadığı.
Şener Paşa ve Hurşit Paşa, Ergenekon çerçevesinde tutuklu olduklarına göre, bir ek iddianame hazırlanacak. Ek iddianame Ergenekon soruşturması kapsamında olacak. Darbe günlüklerinin ek iddianamede olup olmayacağı ise açıklamalardan anlaşılmıyor. Belki, bu boyut Genelkurmay Askeri Savcılığı’nca sonuçlandırılacak.
2- Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın devreye girdiği de ortaya çıkan bir başka sonuç. Askeri savcılığın, emekli komutanlarla ilgili evrakın askeri nitelik taşıyan veya görevde oldukları dönemle ilgili bölümünü istemiş olması, incelemeyi ve değerlendirmeyi askeri yargının yapacağını gösteriyor. Genelkurmay Askeri Savcılığı, bu belgeler üzerinde yapacağı inceleme ve değerlendirme sonucu, askeri yargı sürecini işletmeye gerek olup olmadığına karar verecek.
3- Ergenekon iddianamesinin dikkat çeken bir yönü de Danıştay saldırısını kapsaması. Başsavcı Engin, iddianamede, Danıştay saldırısı ile Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların yer aldığını söyledi. Ergenekon örgütlenmesiyle bu saldırılar arasında bağ kurulması, iddianamenin eylemle ilgili en önemli yönünü oluşturuyor. Ancak, bu noktada da yargı organları arasında bir çelişki ortaya çıkıyor. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon iddiaları ile Danıştay saldırısı arasında bir bağlantı olmadığına hükmetmişti.
Oysa, Ergenekon savcıları, bağlantı olduğu sonucuna varmışlar ki, Danıştay saldırısı iddianamede yer alıyor. Ankara 11. Ceza Mahkemesi’nin “bağlantı yok” kararı Yargıtay tarafından da onaylanırsa, bu Ergenekon davasını da etkileyecektir. En azından Ergenekon iddianamesinin Danıştay boyutunda, farklı bir yargı kararı olması önemli bir durum.
4- İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak medyada çıkan bir çok haberin gerçeği yansıtmadığını belirtti ve “bilgi kirliliği”nin yoğunluğuna işaret etti. Gerçekten de Ergenekon soruşturmasıyla ilgili kafa karışıklığı sürüyor. Medyada ifade edilen Hrant Dink, Rahip Santoro suikastleri ve Malatya’daki yayınevi katliamının da iddianame kapsamında olduğu yolundaki haberlerin gerçek olmadığı anlaşıldı. Bu arada darbe günlüklerinin Ergenekon savcıları tarafından yeni incelenmeye başlandığı yönündeki haberler, askeri ve sivil yargı arasında yetki ve görev açısından konunun bir netliğe kavuşmadığı izlenimini verdi.
5- Bu arada Ergenekon kapsamında tutuklanan Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün de avukatlarının yaptığı itiraz sonucunda mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Aygün’ün serbest bırakılması önemli bir gelişme. Bu davanın önde gelen aktörlerinden biri olarak sunulan Aygün’ün serbest bırakılması yaratılan atmosferin abartılı olduğunu düşündürüyor.
6- Darbe günlüklerinin bu aşamaya kadar Ergenekon iddianamesinde yer almadığının anlaşılması eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un neyle suçlanacakları konusundaki merakı da artırmış durumda.
Emekli komutanların, Başsavcı’nın açıkladığı ağır suçlamalara muhatap olan Ergenekon örgütünün neresine yerleştirilecekleri ciddi bir soru işareti.