Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve beş polis memurunun şehit edilmesi büyük acı ve üzüntü yarattı.
Okkan, bir polis müdürü olarak terörle mücadelede, asayişi sağlamada gösterdiği başarının yanı sıra, Diyarbakır halkının cenazesine oluşturduğu sevgi seli de halkla bütünleşmeyi başarmış bir yönetici olduğunun göstergesiydi. Taşıdığı nitelikler, Diyarbakır gibi sorunlu bir bölgede kurduğu sıcak ilgi ve oluşturduğu güven, Gaffar'ın sadece Emniyet örgütü için değil, Türkiye için de büyük bir kayıp olduğunu kanıtlıyor.
Gaffar Okkan'ın bu şekilde şehit edilmiş olması yine de "ihmal ve güven" açısından bir sorgulama yapılmasını gerekli kılıyor.
Terörle mücadele konusunda uzman bir polis müdürü olan Okkan'ın, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne getirildikten sonra terör örgütlerine karşı başarılı mücadelesi biliniyor. Terör örgütlerinin ölüm listelerinin ilk sırasında yer aldığı da bilinen bir diğer gerçek. Çökerttiği terör örgütü mensuplarının ifadelerinde Gaffar Okkan'a bir suikast planlandığı, suikastın işinden veya evinden çıkarken arabasına saldırılarak gerçekleştirilmesinin düşünüldüğü açık açık dile getirilmiş durumda. Bu bilgiler ortadayken, Okkan'ın göz göre göre, suikasta kurban gittiğini söylemek mümkün.
İşin "ihmal" boyutu, Okkan'ın zırhlı araç kullanmayışında yatıyor.
Vali ve emniyet yetkilileri, "zırhlı arabası olduğu halde halka duyduğu güveni göstermek için zırhsız araç kullandığını" açıkladılar. Elbette bir yöneticinin halka güven duyması ve güven vermesi çok yerinde bir amaç, bir görev. Hele hele Diyarbakır gibi terörle yıllarca yaşamış, etnik ayrılıkçılık baskısı altında kalmış bir ilde, bu çok daha önemli...
Ancak, halka güvenmek ve halka güven vermek, ölüm listesindeki bir polis müdürünün yaşamını yitirmesine yol açacak bir "ihmal"i içinde barındırmamalıydı.
Emniyet Müdürü'nün halka güvenmesi ve bunu göstermesi güzel bir davranış, ama halk terörist değil ki! Terörist de halk değil!..
Bu nedenle Okkan gibi terör uzmanı bir polis müdürünün "halka güvendiğini göstermek" için zırhlı arabasını kullanmayışı, akla ve mantığa uygun gelmiyor.
İşin istihbarat yönüne gelince...
Terör örgütlerini izlemek açısından çok parlak bir sicile sahip olan Gaffar Okkan'ın, Emniyet Müdürlüğü'ne çok yakın bir yerde ve bu kadar büyük çaplı bir silahlı saldırıya uğraması, istihbarat açısından da düşündürücü bir olay. Teröristlerin, örgütleri çökertmiş bir Emniyet Müdürlüğü'nün, bu kadar yakına sokulması, böyle bir girişimin istihbarat birimlerince saptanamamış olması, üzerinde durulması gereken bir başka konu. Hele elde açık itiraflar, ifadeler varken...
"İstihbarat, ihmal, güven" konularında akla üşüşen bu düşünceler, Gaffar Okkan ve beş polis memurunun şehit edilmesinden duyulan acı ve üzüntüyü daha da artırıyor.