Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Planın genel dengesi İsviçredeki Türk heyetinde iyimser bir beklenti yaratmakla birlikte itiraz ve tereddüt noktaları da ihtiyatlı bir bakışı gerekli kılmış görünüyor.İsviçredeki Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül, KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaşa hakim olan bu havanın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşta da bulunduğunu söyleyebiliriz.Planın dördüncü versiyonunun taraflara sunulmasından itibaren İsviçredeki Türk heyetiyle KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş arasında da yoğun bir telefon ve yazışma trafiği yaşandı. Planı inceleyen Cumhurbaşkanı Denktaş ve danışmanlarının itiraz, görüş ve önerileri İsviçredeki Türk heyetine aktarıldı. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, sık sık telefonla görüş alışverişinde bulundular. Bu yoğun temas trafiği sonunda Türk tarafının görüşü Annana sunuldu. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gülün ortaya çıkan ortak yaklaşım çerçevesinde Annan, ABD Dışişleri Bakanı Powell, İngiltere Dışişleri Bakanı Straw ve Verheugenle yaptıkları yoğun temaslar da planda Türk tarafı aleyhine dengesizlikler yaratılmasını önlemeye yönelikti.KKTC Cumhurbaşkanı Denktaşın da devreye girmesiyle İsviçredeki Türk heyetinin birlikte yürüttüğü çalışmalar sonucunda ortaya çıkan sonuçtan Rum tarafının rahatsız olduğu tepkilerinden belli.Türk tarafında ise olağanüstü bir memnuniyet ve zafer havasından çok ihtiyatlı bir bekleyiş gözleniyor. Türk heyetini ihtiyatlı davranmaya iten ve itirazlarına neden olan konular ise şöyle sıralanabilir:Varılacak anlaşmanın ABnin birincil hukuka dahil edilmesinin güvence altına alınması. Bu konuda önerilen uyum senedi formülünün tatmin edici bir niteliğe kavuşturulması.Annanın daha önce de sunduğu haritadaki girintili çıkıntılı sınırların mümkün olduğunca düzleştirilmesi, özellikle Magosa yolunun bölünmesi nedeniyle karmaşık hale gelen girinti ve çıkıntılarda Türk askeri ve güvenlik güçlerinin geçişlerine olanak sağlanması.Mal mülk sorunlarının nasıl çözüleceğinin netliğe kavuşturulması. Toplu çözümün kolaylaştırılması. Kuzeye geçecek Rumların oranının yüzde 18in de altına indirilmesi. Türkiyeden göçmüş olanların haklarının korunması ve ileriye dönük olarak da güvence altına alınması.Güzelyurtun büyük bölümünün Rumlara bırakılması, Karpazdaki yerleşim serbestliği ve Maraşın Rumlara terk edilmesi gibi konularla Türklere bırakılacak toprak oranının yüzde 28e düşürülmesi hususunda da bazı kaygılar BMye iletilmiş durumda. Türk tarafı bu itiraz ve kaygılarla planda oluşacak denge konusunda iyimserliğini koruyor. fbila@milliyet.com.tr BM Genel Sekreteri Kofi Annanın İsviçrede sunduğu planın dördüncü versiyonuna Türk tarafının yaklaşımı, "ihtiyatlı iyimserlik" olarak tanımlanabilir.