Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Başbakan Bülent Ecevit, gazetelerin Ankara temsilcilerini kabul ederek gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Ecevitler'in Or - An'daki kütüphane evlerinde gerçekleşen görüşmede, gündem, ağırlıklı olarak yeni ekonomik program, Devlet Bakanı Kemal Derviş, IMF, Dünya Bankası ve bayramdan sonraki muhtemel gelişmelerdi.

Başbakan Ecevit, Derviş'in ABD'den getireceği haberlerden, yeni programdan çok umutlu görünüyor. Piyasada ve kamuoyunda giderek güvenin yeniden oluşmaya başladığına dikkat çekiyor. Dövizin dalgalanmaya başlamasıyla birlikte dışsatımda hızlı bir hareketlenme gözlendiğini, dışsatım artışının iç üretimi ve istihdamı da artıracağını vurguluyor. Başbakan Ecevit'in gündemdeki konulara ilişkin görüşleri şöyle: "Enflasyonla mücadeleden vazgeçmiş değiliz. Düşüş sürüyor. Bu birkaç ay aksayacak. Ancak yeni programın devreye girmesiyle yeniden düşüşe geçecek. Kriz biraz aksatmış olacak, ama yeniden düşüş sürecine girilecek. Dövizdeki tırmanış sürdü. 800 - 900 bin aralığında seyrediyor. En olumlu gelişme dışsatımda gözleniyor. Hemen artışa geçti. İç üretimi de olumlu yönde etkileyecek bir seyir izliyor."

"Yeni program, Sayın Derviş'in de belirttiği gibi, ulusal bir program olacak. Programın ana hedefi yine enflasyonla mücadele olacak. Disiplinli ekonomi uygulaması sürerken toplumdan beklenen özverinin adil dağıtılması da temel hedeflerden biri. Ücretler ve dar gelirliler yine enflasyonun altında ezdirilmeyecek. Enflasyondaki artış ücretlilere yapılacak zamla giderilecek. En önemli ve en duyarlı sorun bankacılık sektörü. Bu alanda yeni düzenlemeler yapılacak. İç ve dış kaynak sorunumuz var. Bu alanda Sayın Derviş'in birikimi ciddi katkıda bulunabilir. ABD Başkanı ve Hazine Bakanı da destek olacaklarını söylediler. Doğrudan olmasa bile, bu açıklamaların harekete geçirici etkisi olur."

Başbakan Ecevit, bankacılık alanında zora düşen bankaların iflas hükümlerine tabi olması gibi bir değişikliğe gidilip gidilmeyeceği konusundaki soruya ise, "Bana henüz somut öneriler getirilmedi" yanıtını verdi. Bankacılık alanında kamu bankalarının önemli bir sorun olduğunu, bu bankaların özelleştirilmesi için çalışılacağını söyledi.
"Kamuda çalışan işçilere sıfır zam yapılacak gibi haberler var. Bunlar doğru değil. Krizden önce verdiğimiz sözleri tutacağız."

Başbakan Ecevit, krizde IMF'nin de sorumluluğu bulunduğu yolundaki eleştirilere genel olarak katılırken, şu değerlendirmeyi yaptı:
"IMF'ye yöneltilen eleştiriler genel olarak doğrudur. Sayın Derviş de giderken 'IMF ile her konuda anlaşamayabiliriz' dedi. Kendisi Dünya Bankası'nda yetişmiştir. Dünya Bankası, IMF'ye göre sosyal adaleti daha fazla gözetir. Öteden beri IMF'nin yararlı yönleri olduğu kabul edilirse de, izlediği yöntemlerin ve işleyişinin çağın gerisinde kalmış olduğu yönündeki eleştiriler ABD'de bile yapılıyor. 70'li yıllarda da bu yönleriyle eleştirilirdi. IMF'nin işleyişi yeniden düşünülmeli. Biz de bunu bilerek davranacağız. IMF'nin her isteğini, teklifini kayıtsız şartsız kabul etmemiz söz konusu değil."

"Irak ve Saddam konusunda yeni ABD yönetiminin ne düşündüğünü tam bilmiyoruz. ABD'nin Türkiye'den çıkarı Irak'la sınırlı değildir. ABD'nin Türkiye'ye, Türkiye'nin de ABD'ye ihtiyacı var."

"Sayın Temizel'e baskı yapıldığı yolundaki iddialar doğru değil. Ben tanık olmadım, taraf olmadım. Ayrılmasına üzüldüm. Ayrılmasından birkaç saat önce bu yönde bir haber geldi. Böyle bir ortamda Bankacılık Üst Kurulu'nda değişiklik olmasını istemezdim. Neden ayrılma gereği duydu bilmiyorum."
Ecevit, Temizel'e Etibank dosyasıyla ilgili baskı yapıldığı, bu nedenle ayrılmış olabileceği yolundaki haberler anımsatılınca şu yanıtı verdi: "Onu bilmiyorum. Dediğim gibi bizden kaynaklanan bir baskı yoktu. Ama Bankacılık Üst Kurulu'nun el attığı konulara Devlet Denetleme Kurulu'nun da el atmış olmasının bir etkisi oldu mu, bilmiyorum."

"Her şeyden önce bankacılık ve finans sektöründeki sorunlar etkili oldu. Nakit akışı ve ona bağlı olarak faizde sorun çıktı. Tabii enflasyon lobisinin de etkisi olmuştur."

Ecevit, Cumhurbaşkanı'yla gerginlik yaşadığı MGK toplantısı için, "Keşke öyle davranmasaydım, dediğiniz oluyor mu?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Onu dersem, kendimi suçladığım anlamı çıkar. O tavrımın kaçınılmaz hale getirildiğini düşünüyorum. Ama geride kaldı. Her ülkede böyle siyasi gerginlikler olur. Bizim, toplum olarak bu tür gerginlikleri hemen ekonomiye yansıtma alışkanlığından vazgeçmemiz lazım. Bu tür olaylara alışmamız gerekir."

"Yolsuzlukla mücadele sürüyor. Olumsuz bir etkilenme yok. Ancak bunu yürütürken de kurallara dikkat etmek lazım. Üst düzey bürokratlarda, genel olarak tüm bürokratlarda imza atmaktan kaçınma eğilimi var. Başıma sonradan bir şey gelir mi, diye çekiniyorlar. Ben biliyorum, isim vermek gerekmez, ama bazı önemli belgeler var, imzalanması, uygulamaya geçilmesi lazım, bürokratlar imzadan kaçınıyorlar. Yolsuzlukla mücadeleyi gereksiz korkular salmadan yürütmek lazım."

"Özelleştirmede Telekom da dahil bir sorun gözükmüyor. Üç genel başkan uzlaşma içindeyiz. Bu konuda sorun olacak aşama geçildi. Yeni program için uyumlu çalışma içindeyiz. Siyasi olarak üçümüzün de desteği bulunduğunu her gün söylüyor ve gösteriyoruz."

Ecevit, kurban kesimleri nedeniyle bayramda ortaya çıkan görüntülerin üzücü olduğunu belirterek şöyle dedi: "Bu konuya medyanın el atması memnuniyet verici. Türk Hava Kurumu, interneti de devreye sokarak vekalet usulüyle temiz kurban kesimi olanakları sundu, özel kesim yerleri ayrıldı, ama yine bu manzaralarla karşılaştık. Bu konuyu ele almamız gerekiyor. Belki bir yasa düzenlemesi bile yapılabilir. Diyanet'le bu konuyu görüşeceğiz."