ATAK haberciliğimizin, diğer basın - yayın organlarına da örnek olmasını diliyoruz. Ülkenin ve dünyanın her yerinde, yaşamın her alanında, "olay neredeyse, orada", "haberin konusu kimse, onunla" olmak, hareketli gazeteciliğin vazgeçilmez şartı. Biz de öyle yapıyoruz.
Bugün manşetimizde çok özel bir haber ve çok özel bir fotoğraf var. Yazarımız Yavuz Donat, İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'ı hastanedeki odasında ziyaret edip görüşen ve fotoğrafını çektiren ilk gazeteci oldu. "Yavuz Donat'ın bu haberle ne işi var?" diye soranlar bulunabilir. Ama cevabı basit. Onu yarın da Güneydoğu'nun bir dağ mezrasında ya da Almanya'da bir röportajda ya da Cumhurbaşkanı'yla bir gezide bulabilirsiniz. Usta bir yazar olmak, muhabirlik yapmaya engel olmuyor. Belki de bu nedenle Yavuz Donat, son altı aya üç ödülü sığdırabildi. Önce Alman Gazetecilik Ödülü, sonra Gazeteciler Cemiyeti Ödülü. Bu akşam da Nokta dergisinin Doruktakiler Ödülü'nü alıyor.
Sel felaketi hepimizi yasa boğdu. Yağış ve seller, Batı Karadeniz'i ezip geçerken, Fotoğraf Editörümüz Yalçın Çınar, doğruca bölgeye gitti. Bölgeden en çarpıcı fotoğraflar Milliyet'teydi. Başyazarımız Güneri Cıvaoğlu ve yazarımız Ali Sirmen, yine helikopterle Bartın'a gittiler ve felaketzede yurttaşlarla konuştular. Haber ve fotoğrafları, ülkenin dört bir yanına dağılan Milliyet muhabirleri sizlere ulaştırdılar. Hepsini teker teker kutluyoruz.
Londra Temsilcimiz Zafer Arapkirli, bir geleneği yıktı. Basın toplantılarında genellikle "tanıdık"larına söz veren Clinton ve Blair'in önünde, mikrofonu kaptı ve asıl soruyu patlattı: "Türkiye'yi konuştunuz mu?" "Evet" dediler, "Konuştuk, Türkiye'siz AB olmaz sonucuna vardık."
"Haydi Güneydoğu'ya" kampanyamız da, yarattığı etkiler de artarak sürüyor. Bu konuda en ciddi ve en büyük yardımı gördüğümüz kuruluşlardan biri de Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) oldu. Devlet Bakanı Işın Çelebi ve başta DPT Müsteşarı Orhan Güvenen olmak üzere 40 kişilik DPT yönetici ve uzmanlar kurulu Milliyet'e Güneydoğu brifingi verdiler. Bu haberin ayrıntılarını bugün sürmanşetimizde ve haber sayfalarımızda okuyacaksınız. Sayın Bakan'a, Sayın Müsteşar'a ve özverili çalışmaları için DPT yönetici ve uzmanlarına teşekkür ediyoruz.
Son zamanlarda gazete, radyo ve televizyonlarda, Alevi - Bektaşi toplumumuzla ilgili yazı ve programların arttığını gözlüyoruz. Alevi - Bektaşi kesimin, onun inanç ve felsefesinin önemi tartışılmaz. Milliyet, yıllarca sayısız haber, röportaj ve dizi yazılarla bu konuda da öncülük yapan gazete oldu. Ancak, bu kesimin temsilcisi ya da sözcüsü olarak ekranlara çıkan insanlar, aralarındaki kişisel tartışmaları bir yana bırakıp, konunun özünü dile getirseler daha iyi olmaz mı? Sadece bir örnek: Alevi - Bektaşi inanç ve kültürünün temel kurumu "Kırklar Meclisi"nde kadın oranının yüzde 40 olduğunu kaç kişi biliyor? Hangi mezhepten olursa olsun Türk halkı, Meclis'inde, siyasi partilerinde, kurum ve kuruluşlarında, kısaca her alanda daha fazla kadın görmek için çırpınırken, Alevi - Bektaşi değerlerinin bu yönünü vurgulamak gerekmez mi?
İyi haftalar dileğiyle...
Yazara E-Posta: H.Bila@milliyet.com.tr
