Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, Başbakan Erdoğan'ı arayarak, Türkiye'nin barış gücüne asker vermesini istediklerini resmen iletti.Dışişleri Bakanı Gül, Beyrut'a yaptığı ziyaretten sonra bugün İsrail'e gidiyor. Gül'ün İsrail'den döndükten sonra da Suriye'ye gitmesi söz konusu.Ankara, asker göndermeyle ilgili karar oluşturmadan önce tüm tarafların nabzını yokluyor ve koşullarını iletiyor.BM'nin barış gücünün görev tanımına ilişkin olarak çizdiği çerçeve de Ankara'da değerlendiriliyor. Lübnan'a asker göndermeyle ilgili temaslar sürüyor. Barış gücü görevi açısından en kritik konuyu Hizbullah'ın silahlarının toplanması oluşturuyor.Ankara, eğer barış gücüne asker vermeyi kararlaştırırsa, Hizbullah'ın silahsızlandırılması gibi bir işlev üstlenmeyeceğini birkaç kez açıklamıştı.BM'nin çerçeve kararında ise böyle bir görevin barış gücüne de düşebileceği belirtiliyor.Hizbullah'ın silahlarını kim ve nasıl toplayacak?Bu soruyu yönelttiğimiz Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin yanıtı şu oldu:"Bu görev esas itibariyle Lübnan ordusunun olacak. Zaten Sayın Gül'ün Beyrut ziyareti sırasında bu husus Lübnan hükümeti tarafından da belirtildi. Lübnan hükümetinin aldığı bir karar. Lübnan hükümetinde Hizbullah da temsil ediliyor. Bu durumda silahların alınması işi Lübnan ordusuna ait olacak."Hizbullah direnir ve Lübnan ordusu yetersiz kalırsa o zaman barış gücü mü devreye girecek?Bu soruya Dışişleri'nin yetkililerinin yanıtı şöyle:"BM bunu öngörüyor. Tabii asıl görev Lübnan ordusunun ve ayrıca bu karara Hizbullah da Lübnan hükümeti düzeyinde katılmış görünüyor. Bu nedenle kararın uygulanmasında sorun çıkmaması gerekir. Ama bu gibi olayların gelişimi önceden bilinemez. Beklenmedik olaylar da olabilir." Hizbullah'ın silahları Türkiye'nin çatışma riski olan bir işlev üstlenmeme daha çok lojistik ve insani yardım göreviyle asker verme niyetine karşın, Türk askeri çatışma riskiyle karşılaşabilir mi?Lübnan'daki koşullara bakıldığında çatışma riskinin sıfır olduğunu söylemek elbette mümkün değil. Dışişleri yetkilileri de risk değerlendirmesini şöyle yapıyor:"Önemli olan minimum riskle görev yapabilmek. Yoksa sıfır risk olmaz. Bu tip görevlerde elbette belli bir riski de üstlenmeniz gerekir. Nihayet orası izci kampı değil. Ama bütün gayret Türk askeri gidecekse bunun görevinin başından belirlenmesi. Ankara'nın amacı Lübnan halkının yaralarını sarmak, insani ihtiyaçlarını karşılamak. Bu nedenle eğer gidecekse Türk birliğinin yapısı istihkâm, sağlık ve sosyal yardım ağırlıklı olacak." Sıfır risk olmaz Türkiye, İran'a ait bazı uçakları uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde Diyarbakır'a indirip kontrol ediyor. Gerekli olduğunda bu uygulama sürecek.İddia edildiği gibi İran uçakları Hizbullah'a verilmek için Suriye'ye füze veya başka silah ve mühimmatı Türkiye üzerinden geçirmeye çalıştı mı? Bu uçaklarda bu tür malzeme bulundu mu?Dışişleri yetkilileri, bu sorumu da şöyle yanıtladılar:"Biz bu kontrolleri uluslararası hukukun tanıdığı hak çerçevesinde yapıyoruz. Bundan İran'ın da bilgisi oluyor. Bugüne kadar yapılan kontrollerde füze, silah veya askeri mühimmat bulunmuş değil. Bu nedenle geri çevrilmiş uçak yok. Kontroller yapılıyor ve uçaklar gidiyor. Şu ana kadar böyle bir tespit yok." fbila@milliyet.com.tr Uçaklarda füze yok