Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu durum seçimin mevcut hükümetle yapılacağını gösteriyor. Yenisi kurulamadığı için görevde kalacak olan mevcut hükümet erken seçime iktidarda gidecek.Başbakan Mehmet Ali Talat ve yardımcısı Serdar Denktaşın istediği de belki buydu...Tabii erken seçimin hükümet kurulmasını kolaylaştıracak bir parlamento aritmetiği çıkarıp çıkarmayacağı da belli değil.Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, bütün partilerin bir araya gelerek bir seçim hükümeti oluşturmalarını önermişti ama bu öneri partilerce benimsenmedi.Bir diğer öneri ise başkanlık sistemine geçilmesiydi. Cumhurbaşkanı Denktaşın desteklediği bu öneri de kabul görmedi. Başlangıçta Başbakan Mehmet Ali Talatın bu formüle sıcak baktığı yansımış olsa da daha sonra öneriye mesafeli durdu.Cumhurbaşkanlığına yeniden aday olmayacağını açıklayan Rauf Denktaş, başkanlık sistemine geçilirse aday olur mu? Denktaşın bu halde de aday olmayacağı bu konuda liderlere güvence verdiği de biliniyor. Buna rağmen Talatın başkanlık sistemi için Anayasa değişikliğine sıcak bakmadığı bildiriliyor.Annan planı için yapılan referandumda Mehmet Ali Talatın yakaladığı rüzgar bugün aynı kuvvette esmiyor. Talat da bunun farkında. Nitekim, ABnin verdiği sözleri tutmamasını Başbakan Talat da eleştirmeye başladı. Annan Planına "evet" denilme için yapılan kampanyaları destekleyen AB, referandumdan sonra da KKTCye önemli sözler vermişti. Ancak bu sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Ambargonun kaldırılmasıyla ticaretin serbestleştirilmesi, limanların ve havaalanlarının açılması, 259 milyon euroluk yardım; özetle KKTCye uygulanan tecridin son bulması gibi...Şimdi Başbakan Talat gibi Kıbrıslı Türk de kendini aldatılmış, kandırılmış hissediyor. Ancak AB oralı değil. Güney Kıbrısı "hayır" oyuna rağmen ABye aldı ve Türkiye ile KKTC karşısında Yunanistanın yanında ikinci "veto" tehdidi haline getirdi.Şimdi Güney Kıbrıs, Yunanistana da gerek kalmadan doğrudan Türkiyeye karşı bu kozunu kullanıyor. Ankara, 17 Aralıkta tarih almak istiyorsa önce Güney Kıbrısı tanımalıdır, diyor.Bu süreçte Güney Kıbrısın hedeflerinden biri kuşku yok ki, Kıbrıs Türklerinin, Rum yönetimi altına girmeyi kabul etmeleridir. Eşit egemenlik, eşit kurucu devlet konumunu terk etmeleridir. Türk askerinin adadan çekilmesidir. Bu taleplerle Türkiyeyi sıkıştırmaya çalışan Güney Kıbrıs bu olanağı ve gücü AB vermiştir.Bu aşamadan sonra sözlerini tutmayan ABye karşı, Başbakan Mehmet Ali Talatın Başbakanı olduğu devleti daha güçlü bir biçimde savunması gerekir. Bugün, ABnin sözlerini tutmayışından yakınan Talatın, KKTCnin varlığını, Kıbrıs Türkünün eşit egemenlik talebini güçlendirmesi, sahip çıkması, Türkiyeye ve Kıbrıs Türküne yapılan şantajı kabul etmediğini vurgulaması gerekir.Sadece iç politika kaygıları ve AB korkusuyla politika yapılması yeni olumsuzluklar doğuracak, Rum yönetimi ve Yunanistanın elini güçlendirecektir.KKTCdeki tüm partilerin bu gerçeğin farkında olarak hareket etmeleri gereklidir. fbila@milliyet.com.tr KKTCde hükümet sorunu sürüyor. Derviş Eroğlunun girişimleri sonuç vermedi. Öyle görünüyor ki, KKTC bir erken seçime doğru gidiyor.