Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Ankara Barosunun düzenlediği yemekte, gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Denktaş, yemeğe, Türk kamuoyuna, basınına, bürokrasisine kırgınlığını açığa vurarak başladı. Fotoğrafa ve fotoğrafçılığa düşkünlüğüyle bilinen Denktaş, "iki fotoğraf"la iki "ince" mesaj gönderdi. Yardımcılarından istediği iki fotoğraftan birini Ankara Barosu avukatlarına, diğerini de basın mensuplarına hediye etti. DEDEM GELECEĞİ GÖRDÜ Avukatlara hediye ettiği fotoğraf, 1878de Türklerin adadan çekilmesini görmüş olan Denktaşın dedesiyle aynı yaştaki Kıbrıslı yaşlı Türklerin, 1960ta Kurm. Alb. Turgut Sunalp komutasındaki Türk askerinin bayrak törenindeki saygı duruşunu gösteriyordu. Bu fotoğrafı dağıtırken, "dedem" dedi Denktaş, bana şöyle demişti: "Ben adadan Osmanlının çekilişini gördüm. Ama göreceksin Osmanlı yeniden gelecek. Belki ben göremem ama sen görürsün. Dedem Türke Osmanlı derdi. İşte ben bu sözü hatırladığım için 1960ta dedemin yaşayan arkadaşlarını bulup o törene getirdim. Dönüşü gördüler." YAZARLARA MESAJ Denktaşın basın mensuplarına dağıttığı ise bir Atatürk fotoğrafıydı. Fotoğrafı verirken, altında yazılı olan Atatürkün şu sözlerini okumayı ihmal etmedi: "Hangi istiklal vardır ki, yabancıların nasihatleri, yabancıların planlarıyla yükselsin?" Atatürk bunu 1922de söylemiş, diye ekledi ve anlamlı bir gülümsemeyle gazetecileri süzdü... Denktaşın mesajı, KKTCyi Türkiyenin önünde engel, sırtında yük olarak gören yazarlaraydı... KKTC Cumhurbaşkanı, "Böyle sessiz, böyle tepkisiz kalırsak" diye devam etti: "Korkarım, Kıbrıs Girit misali gider. Gidiyor Kıbrıs." AB ASKERİ TEHLİKELİ "Biliyorsunuz, Girit yabancıların oyunuyla gitmiştir. Sözüm ona adaya Türkleri Rumların zulmünden kurtarmak için İtalyan, İngiliz kuvvetler gönderilmiştir. Jandarmalık yapsın diye. Ama onlar adayı Osmanlıdan alıp Ruma vermişlerdir." Sonra ekledi: "Kıbrıs Rum Yönetiminin amacı da bu. Adaya AB askeri getirmek. Ya AB askeri getirirse, Türk askeriyle karşı karşıya koyarsa. Bence en büyük tehlike budur." Güney Kıbrısın Avrupa Birliğine girmesi halinde izleyeceği politikayı da şöyle özetliyor Denktaş: Niye korktuğunu şöyle açıkladı: RUMLAR KRİZ İSTİYOR Denktaş, Rumlara, Klerides ve onun etrafındaki kadroya güvenmiyor. Son gelişmelerin de taktik olduğuna inanıyor. "Kleridesi de, etrafındakileri de iyi tanıyorum" diyor ve ekliyor: "Taktikleri bellidir. ABye girince, diyecekler ki, Kıbrısta Türk işgali sürüyor. İşgal edilen artık Avrupa toprağıdır. Türkiyeyle kriz yaratmak isteyecekler. Onlar Türk Silahlı Kuvvetleriyle, Türkiyeyle kriz istiyorlar. Ben biliyorum ki, bunların gidişi eninde sonunda duvara çarpar gibi Türkiyeye çarpacak. Bundan kuşkum yok. Yapacakları, ABye girince Avrupa toprağı işgal altında diye adaya Avrupa Birliği askeri getirmeye uğraşmak olacaktır." KLERİDESİ İYİ BİLİRİM "Kleridesin etrafındakiler EOKAcıdır. Onu rahat bırakmazlar. Çözüme yanaşmazlar. Klerides de onlardan ayrı bir şey yapamaz." "Ayrıca" diye devam ediyor Denktaş: "Klerides niye çözüme yanaşsın ki? Kendisine Avrupanın söylediği şudur: Sen merak etme, Türkler blöf yapıyor. Sizi ABye alacağız. Bu garanti verildikten sonra niye anlaşmaya yanaşsın ki, deli olsa yanaşmaz. Zaten bize önerdikleri azınlık statüsünü kabul etmemiz, o statüyle AB görüşmelerini yapacak heyete katılmamızdır. Tabii, bunu reddettim. Siz bizim hükümetimiz değilsiniz dedim. Onların bakış açısı bizi azınlık olarak görmek ve göstermektir. Bunu kabul ettirmektir." Denktaş, Türk tarafının isteğini ve çözüm formülünü de şöyle özetliyor: KIBRISA ÇATI LAZIM "Biz azınlık statüsü kabul etmeyiz. Ortada iki devlet, iki millet var. İki milletten bir devlet çıkaramazsınız. Taban hazır. İki devlet zaten mevcut. Şimdi bu eşit iki devletin eşit temsil edileceği bir çatı oluşturmak gerekir. Dışarıda tek temsil edilecek, ama içeride iki eşit egemenliğe dayalı iki eşit devlet olduğu kabul edilecek. Bizim istediğimiz budur. Biz Rumlardan tanınma istemiyoruz. Bizim istediğimiz, varlığımızın kabul edilmesi ve eşitliğimizdir. İki eşit devlet olarak yeni birlik oluşturmaktır. Federasyon, konfederasyon demeyiniz, şimdilerde birleşik devletler diyorlar. Ne derseniz deyin ama bu eşit iki devletin yeni birlik oluşturması yaklaşımını kabul edin." Malımızı Türkiyede satamıyoruz, neden? fbila@milliyet.com.tr Denktaş, "KKTCde ekonomi çöküyor" dedikten sonra, gerekli desteği görmediklerini şu sözlerle ifade ediyor: "Geldiniz, kurtardınız. O zaman adayı alsaydınız, niye almadınız? Bizi cumhuriyet yaptınız. Şükranlarımızı ifade ediyoruz. Ama cumhuriyet yaptıktan sonra bize niye Çin, Japon muamelesi yapıyorsunuz? KKTCde üretilen malı Türkiyede satamıyoruz. Ürünlerimize ambargo konuluyor. KKTCde icradan geçilmiyor. Borcunu ödeyemeyen hapse girmemek için Rum tarafına kaçıyor. Klerides, gelin iş vereyim, pasaport vereyim diyor. Dünyaya karşı kullanmak istiyor." Denktaş, ekonomik ve mali açıdan Türkiyenin KKTCyi bir vilayet gibi görmesini istiyor.