Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Meclis’i açış konuşmasında liderlere diyalog, empati ve yumuşak üslup önermesi önemliydi. Gül’ün önerileri, liderler arasındaki güvensizlik, suçlayıcı üslup ve bunların yol açtığı sorunlardan kaynaklanıyordu.
Oysa Türkiye’nin başta terörle mücadele olmak üzere yeni anayasa yapımı gibi uzlaşmayla sonuçlandırılacak bir gündemi var.
Buna karşın iktidar ve muhalefet liderleri, birbirlerine güvenmiyorlar. Güvenmek bir tarafa birbirleriyle mahkemelik durumdalar. Sert üslupları nedeniyle birbirlerine hakaret ettikleri gerekçesiyle davalar açıyorlar.

Terörle ortak mücadele
Örneğin terörle mücadele konusunu ele alalım.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu, kendini gerçek olmayan Wikileaks belgeleriyle “hain” ilan etmesi karşısında mahkemeye başvuruyor.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ı samimiyetsizlikle suçladı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ı, Barzani’yi davet ettiği için ağır dille eleştirdi. “Eğer Öcalan canisi de salonda olsaydı herhalde omuzlara alınır ve ilk fırsatta da milletvekili yapılırdı” diyerek, iktidar partisine yüklendi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın, “Arkadaşlarım CHP’yi ziyaret edecek, hazırlarsa teröre karşı birlikte çalışma önerecekler” sözüne karşı, “samimi bulmuyorum” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve arkadaşlarına güvenmediğini, çünkü Oslo sürecini reddettiklerini de ifade etti.
CHP lideri, Oslo sürecinin, Erdoğan’ın bir seçim taktiği olduğunu söyledi. Seçimlere eylemsizlik ortamında girmek için PKK’yla Oslo’da masaya oturduğunu öne sürdü. Başbakan’ın Oslo’da amacının barış değil seçim olduğunu da öne sürdü.
Kılıçdaroğlu’na göre Başbakan Erdoğan’ın son günlerde yeniden Oslo türü görüşmeler olabilir, İmralı ile de görüşülebilir yolundaki açıklamaları da samimi değil. CHP lideri, Erdoğan’ın bu açıklamalarının yine seçimle ilgili olduğunu düşünüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde PKK’ya eylemsizlik kararı aldırmaya çalıştığını öne sürüyor.

“Yüzde 5’lik görüşme”
Böyle karşılıklı bir güvensizlik ortamında siyasi partiler, teröre karşı nasıl ortak mücadele edecekler? Üç lider de birbirine güven beslemiyor.
Kılıçdaroğlu, Oslo türü görüşmeler konusunda da iktidar partisine yükleniyor. Oslo görüşmelerinde devletin temsilcisinin, “Başbakan’la Öcalan arasında yüzde 95 görüş birliği var” biçiminde konuştuğunun kamuoyuna yansıdığına dikkati çeken CHP lideri, “Demek ki bizden yüzde 5 için yardım istiyorlar” yorumunu yaptı.

Ankara’da görüş birliği
Liderlerin açıklamaları da gösteriyor ki, henüz Ankara’da bir görüş birliği yok. Bu sağlanmadan terörle ortak mücadele yürütmek, bir devlet politikası oluşturmak kolay değil.
Ankara, siyasi partilerin ortak akılla ulaşacakları bir yol haritası belirlemeden yola çıkarsa bu süreçten bir çözüme ulaşması mümkün olmaz.
Ankara’da, iktidar ve muhalefet partileri arasında sorunun teşhisi, ortak politika üretmek amacıyla izlenecek yöntem ve mücadele içeriği konusunda umut veren bir zemin henüz yok.
Eğer terörle ortak mücadele edilecekse her şeyden önce liderler arasındaki güvensizliğin ortadan kaldırılması ve partiler arası diyaloğa olanak sağlayacak bir ortam oluşturulması gerekiyor.