Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


AKP milletvekilleri lojmanda oturmayacaklar. Bu kararı canlı yayında aldılar. CHP de bu karara uyacak.
Milletvekili lojmanları boşaltılacak ve satılacak. Ayrıca kamu kurumlarına ait yazın kamp olarak kullanılan sosyal tesisler de satılacak.
AKP’nin özellikle milletvekili lojmanlarını boşaltması ve satmaya karar vermesi, geçim sıkıntısı nedeniyle burnundan soluyan vatandaşın hoşuna gidecektir. Milletvekillerine sağlanan bir ayrıcalığın son bulması AKP iktidarı açısından vatandaşın alkışlarıyla işe başlamasına neden olabilir.
Kamu kaynaklarının ayrıcalıklı kesimlerce savurganca harcanması veya kullanılmasına elbette son verilmesi gerekir.
Milletvekillerinin lojmanda oturmayacak olmaları bu anlamda bir adımsa, başka yollardan başka olanaklar sağlanmamalıdır. Örneğin kira yardımı gibi...
AKP lideri Erdoğan, lojmanda oturmayacak milletvekilleri için kira yardımı yapılabileceğini söylemişti. Eğer, milletvekillerine Or - An’da oturmadıkları lojmanın kira değeri kadar yardım yapılacaksa, bu kararın bir tasarruf değeri ve örnek davranış niteliği kalmaz.
Eğer kira yardımı yapılacaksa o zaman önce memurun durumuna bakılması gerekir. Hem de acil olarak bakılması gerekir.
Neden?
Çünkü, memura trajikomik bir kira yardımı veriliyor. Kira yardımının tutarı inanılır gibi değil ama gerçek. Bugün lojmanda oturmayan memura verilen kira yardımı, memurun derecesine göre 200 bin, 400 bin ve 600 bin liradır.
Evet. Milyon veya yüz milyon değil, bin lira.
Memur, Türkiye’nin neresinde 200 - 400 veya 600 bin liraya kiralık ev bulabilir!
Bırakın kiralık ev bulmayı 200 bin liraya Ankara’da bir simit alamaz.
Eğer lojman uygulamasına son vermenin karşılığı kira yardımıysa yeni hükümet işe memura verilen bu komik kira yardımından başlamalıdır. Daha önce de gündeme getirmiş olmamıza rağmen, sıkı IMF programı nedeniyle 57. hükümet bu konuya el atamadı. Eğer, 58. hükümet işe lojman ve kiradan başlayacaksa, böyle başlamanın yolunu aramalıdır.
Lojman ve sosyal tesis uygulamasına gelince...
Bürokrasinin üst düzeyinde, üst kurullarda, bazı özerk kurumlarda çok lüks ve savurgan bir yaşam tarzı kurulduğu doğrudur. Gökkafeslerde, plazalarda kamu kurumu büroları bulunduğu ve bunlara milyonlarca dolar ödendiği de gerçektir. Bu ekonomik koşullarda Türkiye’de kamu kaynakları böyle savrulamaz. Bunlara son vermek de acil yapılması gereken işlerdendir.
Ancak, en üst derecede öğretmenine 400 - 500 milyon, mühendisine 600 - 700 milyon, düz memuruna 250 milyon lira verebilen bir devletin, lojman ve tesisleri elden çıkarırken iyi düşünmesi gerekir. Eğer memuruna günün koşullarına uygun bir kira yardımı, yılda 15 gün tatil yapabilecek bir maaş, insanca yaşabileceği koşullar sunabilecekse, o zaman sorun yok.
Ama başta mahrumiyet bölgeleri olmak üzere memurunu, öğretmenini, yargıcını, savcısını, doktorunu, askerini, polisini sokağa bırakacaksa, kaş yapayım derken göz çıkarmış olur.
Lojmana ihtiyacı olmayan, maaş düzeyi yüksek, birkaç evi olan üst düzey bürokratlar için lojman sağlamak devlet için savurganlık olabilir. Bu yolla sağlanacak tasarruf da, gecekonduda bile kira ödeyemeyen memura aktarılmalıdır ki, sosyal devletin gereklerinden biri yerine getirilsin.
Lojman ve kira yardımı sorununa bu çapta yaklaşılmalı ve hakkaniyet ölçülerine uygun bir reforma gidilmelidir.
Milletvekilleri de sadece lojmandan çıkmakla kalmamalı, memurun kira yardımı düzeltilmedikçe kira yardımı almamalıdır.
Tabii, hepsinden önemlisi de bakanlıkla, milletvekilliğiyle birlikte ticaret yapmalarının da önlenmesi gerekir. Ya siyaset, ya ticaret tercihi yapmaları sağlanmalıdır. Tercihleri siyasetse, malları, ticarethaneleri kayyuma verilmelidir ve bu uygulama göz boyama niteliğinde olmamalıdır.
Gelir uçurumunun 14 kata vardığı toplumumuzda bu uygulamalar sosyal adalet için yapılmalıdır.