Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       MİLLİYET ailesinden ayrılan ya da Milliyet ailesine katılan gazetecilerden zaman zaman bu sütunda sizlere söz ettik. En kıdemli yazarlarından en genç muhabirlerine kadar Milliyet ailesindeki değişiklikleri siz okurlarımızla paylaştık. Yine öyle yapacağız...
       Ancak, bu kez durum biraz farklı. Bu kez, patron değişikliğinden söz edeceğiz.
       Milliyet'in 20 yıldır sahibi olan Aydın Doğan'ın gazeteyi Korkmaz Yiğit'e devrettiğini artık hepiniz biliyorsunuz.
       Bu köşede Aydın Doğan ikinci kez konu oluyor. İlki, bundan yaklaşık 20 yıl önce Milliyet'i devraldığı zaman. İkincisi bugün, gazeteyi devrettiği zaman...
       Aradan geçen 20 yıl içinde Aydın Doğan "Milliyet'ten" köşesinde neden yer almadı? Bu sorunun cevabı, bütün gazetecilere örnek olması gereken bir anlayışta yatıyor. Aydın Bey, Türkiye'nin en etkin gazetesi Milliyet'i kişisel çıkarı için kullanmayı hiçbir zaman düşünmedi. Ünlü bir işadamı sıfatıyla haber konusu olduğu zamanlarda bile aramızda sıkça şu konuşmalar geçmiştir:
       - Aydın Bey, yine vergi rekortmeni oldunuz, haberi kullanıyoruz.
       - Aman arkadaşlar, sakın büyütmeyin. Mümkünse resmimi de kullanmayın.
       Bu tevazuydu. Ama daha da önemlisi, Milliyet'in kurulduğu günden beri sahip olduğu ilkelere, tarafsız, bağımsız, doğru ve dürüst gazetecilik anlayışına saygının ifadesiydi.
       Bizler, Aydın Doğan'la bu rahatlık içinde çalıştık. Milliyet'i her gün inandığımız gazetecilik ilkeleri ışığında çıkardık.
       Aydın Doğan'ın adı Milliyet'in künyesine girdiği gün, 12 Eylül 1980 darbesi henüz bir ayını bile doldurmamıştı. Türkiye, yıllarca sürecek fırtınalı bir döneme giriyordu. Çalkantılar bugünlere kadar devam etti. Bu ortamda Milliyet'e yönelik ne kadar dış baskı veya müdahale girişimi yapılmışsa, bunlara ilk karşı çıkan da yine Aydın Doğan olmuştur.
       Milliyet çalışanları ile Aydın Doğan hep bir aile sıcaklığı havasında beraber oldular. Veda töreninde yaşanan duygusal anlar, bu yakınlığın ifadesiydi.
       Peki, Aydın Doğan'la hiç mi anlaşmazlığımız olmadı? Elbette oldu. Elbette zaman zaman tartıştık. Hatta, kendimizi haklı gördüğümüz konularda patrona çıkıştığımız anlar bile oldu. Sanki biz patronduk, o da çalışan... Ancak Aydın Bey, hiçbir zaman olgunluk, anlayış ve hoşgörüyü elden bırakmadı.
       Bu ilkeli ve saygılı patron - gazeteci ilişkisine, ağabey - kardeş samimiyeti de eklenince, Sayın Aydın Doğan'la çalışmak bizler için keyif oldu.
       Kendisine sağlık, mutluluk, başarılar diliyoruz.
       Milliyet bayrağını devralan Sayın Korkmaz Yiğit'e hoşgeldiniz diyoruz.
       Aydın Doğan ve Korkmaz Yiğit, sadece Milliyet'in devri konusunda anlaşmakla kalmadılar. "Demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlılık"larını vurguladılar ve şu ifadeyi de ortak olarak dile getirdiler:
       "Türk demokrasisinin vazgeçilmez güçlerinden biri olan Milliyet'in yayın ilkelerini ve 'doğru haber - hür yorum' kavramı etrafında kenetlenmiş yazı ailesinin özgürlüğünü sürdürmesi..."
       Aydın Doğan ve Korkmaz Yiğit'in devir - teslim mesajları çok açıktı:
       - Gazetenin elbette bir patronu vardır, ama Milliyet'in gerçek sahibi, okurudur.
       Milliyet, bu anlayış içinde ve ilkelerine bağlı kalarak yoluna devam edecek.
       Milliyet dün "basında güven"di. Bugün de öyle. Yarın da öyle olacak...
       İyi haftalar dileğiyle...




Yazara E-Posta: H.Bila@milliyet.com.tr