Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tartışmayı DYP lideri Mehmet Ağar'ın, "düz ovada siyaset" çağrısı başlattı.Ağar'a yanıt, iktidar partisi AKP'den değil, ana muhalefet partisi CHP'den geldi. İktidar, Ağar'ın yaklaşımının dikkatle izlenmesi gerektiğini açıklamakla yetindi. Aldığı tutum Ağar'ı destekler nitelikteydi.PKK sorununun ulaştığı boyut aslında siyasi partileri "pozisyon" almaya zorlayacak nitelikte.Ağar'ın, emniyet genel müdürü ve bakan olarak geçmişte üstlendiği görev ve aldığı pozisyonla çok uyumlu olmayan yeni tutumu, CHP lideri Deniz Baykal tarafından, "hükümetin aradığı destek, AKP'nin söyleyemediğini DYP'ye söyletme" girişimi olarak değerlendirildi. PKK sorununu bir süredir muhalefet tartışıyor, iktidar izliyor. DYP liderinin soruna yaklaşımı şöyle özetlenebilir:"Dağda silahla gezeceğine ovada siyaset yapsın. Türkiye'de silahlar susacak. Dağlarında silah sesi değil, kuş sesleri olacak. Barış ve huzur gelecek. Ovadan dağa çıkışlar böylece engellenecek."Ağar, bu sonucun nasıl alınacağını henüz açıklamış değil. Sözlerinin af veya PKK ile pazarlık anlamına gelmediğini sık sık vurguluyor.Ancak, PKK'lıları dağdan indirecek veya ovadakileri dağa çıkmaktan vazgeçirecek önlemler konusunda uygulamayı planladığı formülü açıklamadı.CHP lideri Baykal ise, Ağar'ın bu yaklaşımında "teşhis" hatası olduğunu düşünüyor.Baykal'a göre, "Dağda silahla gezenler ile ovada siyaset yapanlar hasım değil"; bir hareketin iki kolu, aynı projenin birbirini tamamlayan parçaları. Ayrıca, dağda silahla gezen olduğu gibi, ovada aynı amaçla siyaset yapan da var.CHP lideri, Ağar'ı, PKK sorununun arkasındaki "siyasi projeyi" görmemek veya yok saymakla eleştiriyor.Ağar ise, "Benim adım Mehmet Ağar. Ben ne dediğimi bilirim" demekle yetiniyor. İki farklı yaklaşım İki muhalefet partisi tartışırken, iktidar partisi AKP'nin bu tartışmadan uzak durması dikkat çekiyor. İktidar, Ağar'a yakın bir tutum içinde olduğunu hissettiren kısa açıklamalar dışında tartışmanın dışında kaldı.Oysa Başbakan Erdoğan'ın en iddialı olduğu konulardan biri buydu."Yeni açılım" adıyla "Kürt sorunu" konusunda yaptığı açıklamaların arkasını getirmedi. Söylemini değiştirdi ve giderek konuyu gündeminden çıkardı.Şimdilik, hafif destekler bir hava vererek, "Ağar'ı dikkatle izleme" konumunda duruyor. AKP'nin konumu Muhalefet partileri, PKK sorunu karşısında pozisyonlarını belirlerken, hükümet-devlet cephesinde neler oluyor?Partilerin farklı yaklaşımlar göstermesi normal. Demokrasinin doğal sonucu.Muhalefetteki tartışma sürerken, diğer yandan resmi alanda PKK'yla mücadele özel temsilcilerinin çalışmaları gündemde.Hükümet, Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı ABD'den beklentilerini, Washington'un emekli general Ralston'u özel temsilci atamasından sonra eskisi kadar dillendirmiyor. Türkiye'nin "muadil" olarak atadığı emekli Orgeneral Edip Başer, Ralston'la zaman zaman buluşuyor. Son buluşmada Başer, "Irak'taki koalisyon güçleri (ABD) ve Irak yönetimini" eleştiren bir söylemle kamuoyu karşısına çıktı ve askeri operasyon seçeneğinden söz etti. ABD tarafında ise, böyle bir söylem yok, operasyon "son seçenek" olarak belirtiliyor.Ralston ne yapıyor? Askeri seçenekten önce uygulamaya çalıştığı diğer seçenekler neler? Bunları henüz bilmiyoruz.Temsilcilerin bulacağı "çözüm" ile iktidar ve muhalefet partilerinin yaklaşımları ne kadar örtüşüyor?Bu sorunla ilgili olarak, "dağınık ve karışık" bir tablo gözleniyor. fbila@milliyet.com.tr Dağınık ve karışık tablo