Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yeğeni Murat Demirel, sahibi olduğu Egebank'ın içini boşalttığı gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine kondu.
       Murat Demirel, Egebank'ı aldıktan sonra, yurtdışı ve yurtiçinde bazı paravan şirketler ve hesaplar aracılığıyla bankasının içini boşalttığı, bankaya el konulmasından sonraki birkaç saat içinde de bankadan çuvallarla para çıkararak yurtdışına götürdüğü ve gönderdiği iddialarıyla yargılanacak.
       Yargılanma sırasında işin bütün boyutları ortaya çıkacak.
       Murat Demirel ve Egebank olayının birkaç yönü var.
       Bunlardan biri 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yeğeni olması...
       Murat Demirel'in, amcası tarafından kayrıldığı, Egebank'a el konulmasının Cumhurbaşkanı Demirel tarafından onaylandıktan sonra bankadan para kaçırılmasının Çankaya'dan giden haberler üzerine sağlandığı yönünde imalar, günlerdir basında yer alıyor.
       Demirel, bu iddialara yanıt verdi ve tamamını reddetti.
       9. Cumhurbaşkanı'nın bu imalarla ilgili sorulara verdiği yanıtları haber sayfalarımızda bulacaksınız. Demirel, bu imaların kasıtlı yapıldığını, 40 yıllık siyasi yaşamında bu tür iddialarla sürekli karşılaştığını vurguladıktan sonra, yeğeni Murat Demirel'in suç işlediği anlaşılırsa, cezasını çekeceğini de belirtiyor. Suçun şahsiliği ilkesini de anımsatarak, bir kişinin suçunun akrabalarına intikal ettirilemeyeceğini vurguluyor.
       İşin üzerinde durulması gereken bir diğer yönü de küçük bankaların içinin boşaltılmasının giderek yaygınlık kazanan bir yöntem olarak karşımıza çıkması...
       Egebank'la birlikte el konulan beş banka ile daha önce fon yönetimine alınan üç bankadan kaynaklanan para kaybı, 8 milyar doları buluyor. Bir başka ifadeyle sahipleri tarafından bankalardan boşaltılan paranın tutarı bu. Bu rakam Türkiye'nin bütçe açığının yarısından fazla. Sonuçta kaybolan bu paranın yükü dolaylı da olsa Hazine'ye yüklenecek. Düzlüğe çıkabilmek için sıkı bir istikrar programı uygulayan, uluslararası fonlardan 300 - 500 milyon dolarlık krediyi bile almaya çalışan Türkiye'nin, sahiplerinin bankalarını boşaltmaları nedeniyle karşılaştığı yük 8 milyar dolar.
       Bankacılık sistemimize göre banka yönetimlerinde Hazine temsilcisi bulunuyor. Bankalar, Bankalar Yeminli Murakıpları tarafından denetleniyor. Durumları rapor ediliyor. Uyarılar yazılıyor. Soruşturmalar açılıyor, ancak, bankaların içi tamtakır hale gelinceye kadar bir şey yapılamıyor. Banka boşaltılınca el konuluyor ama iş işten geçmiş oluyor. Olan Hazine'ye oluyor.
       Eğer Türkiye bu sistemi değiştiremezse benzer olaylarla yine karşılaşılacaktır. Bu nedenle Başkanlığını Zekeriya Temizel'in yaptığı Bankacılık Üst Kurulu'ndan beklenen bu düzenin değiştirilmesidir. Bankaların içi boşaltılmadan duruma el konulmasıdır.
       Temizel ve kuruldaki arkadaşları bu yönde çalışıyorlar.
       Arkalarında hükümetin siyasi desteği de mevcut.
       Bu durum, bankacılık alanının düzenlenmesi ve şeffaflaştırılması için önemli bir fırsattır.
       Kamuoyunun beklentisi, bir yandan içi boşaltılan bankalarda ne olup bittiğinin bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilmesi, bir yandan da sağlam bir bankacılık sisteminin kurulmasıdır.


Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr